8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4096 Karar No: 2020/10227 Karar Tarihi: 24.02.2020
İftira - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/4096 Esas 2020/10227 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir iftira suçu duruşmasında sanığın, bir kişiyi yaralama olayında düştüğü dönemde kaybolan cüzdanı ve telefonunu başka bir kişinin aldığını iddia etmesi nedeniyle Anayasal şikayet hakkını kullandığı ve suç işlemediğini bildiği için iftira suçu oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettirilmesi istenmiş, ancak mahkeme sanığı iftira suçundan mahkum etmiştir. Bu karar, mahkemenin gerekçeli karar başlığında mağdurların ad ve soyadı ile açık adres bilgilerinin yazmaması nedeniyle yasaya aykırıdır. 5271 sayılı CMK'nın 232/2-b maddesi gereği, hükmün başında hükmü verenlerin ve diğer kişilerin ad ve soyad bilgilerinin yanı sıra sanığın açık kimliğinin de yazılması gerekmektedir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, mahkeme kararı bu yasaya göre tekrar değerlendirilecektir.
8. Ceza Dairesi 2018/4096 E. , 2020/10227 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira
Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, somut olayda; Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 17.08.2010 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararından anlaşıldığı üzere, olay tarihinde sanığın, ...’a yönelik eylemi nedeniyle ... ..., ... ... ve Muammer ... tarafından yaralanması sırasında sanığın yere düşen cüzdanı ve telefonunu Muammer ..."in aldığını iddia etmesi, ...’in de şahsın kimliğini belirlemek amacıyla aldığını söylemesi nedeniyle kamu davası açılmaması ve sanığın eşyaları karakolda teslim edildiğini beyan etmesi karşısında; sanığın iddialarının bir kısım vakalara dayandığı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç isnadı biçiminde olmayıp T.C. Anayasasının 74. maddesinde düzenlenen Anayasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Kabul ve uygulamaya göre de; 5271 sayılı CMK"nın 232/2-b maddesinde hükmün başında; hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet Savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafinin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği yazılması gerektiği belirtildiği halde, mahkemenin gerekçeli karar başlığında mağdurların ad ve soyadı ile açık adres bilgilerinin yazılmaması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/l. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.