10. Ceza Dairesi 2018/90 E. , 2018/3082 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 14/12/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkındaki iddianamenin iadesine dair ... Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/261 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/06/2017 tarihli ve 2017/955 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22/12/2017 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla ...:
1- Şüpheli hakkında, 01/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği,
2- Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 24/10/2016 tarihinde tebliğine rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine gönderilen ikinci uyarılı başvuru davetiyesinin de 08/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
3- Ancak buna rağmen, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan iddianame düzenlendiği,
4- ... Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 15/06/2017 tarihli ve 2017/261 sayılı kararı ile "şüphelinin yapılan tebligatlardan haberi olmadığı, tebligatların tamamen adres kayıt sisteminde belirtilen adrese ilişkin olması nedeni ile kanun gereği yapılmış olduğu " gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verildiği,
5- Cumhuriyet savcısının bu karara itiraz ettiği ancak ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/06/2017 tarihli ve 2017/955 değişik iş sayılı kararı ile itiraz yerinde görülmeyerek reddine kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında 01/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçu nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. maddesi gereğince yürütülen soruşturma sonucunda, anılan Kanun"un 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına, erteleme süresi zarfında belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verileceğine dair ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 13/10/2016 tarihli ve 2016/38721 soruşturma, 2016/2010 sayılı kararının gereğinin takdir ve ifası için Gebze Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne gönderilmesini takiben, Gebze Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce şüphelinin 02/05/2016 tarihli savunmasında bildirdiği ve aynı zamanda mernis adresi olan ... Sokak 32/2 ... adresine 14/10/2016 tarihli ve 2016/943 D.S. sayılı çağrı kağıdının gönderilerek şüpheliye, 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesi gereğince hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, bunun gereklerini yerine getirmek için tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Gebze Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne başvurması gerektiği ve başvuracağı yerin adresinin bildirildiği, ayrıca haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmaksızın belirtilen süre içerisinde başvurmadığı takdirde hakkındaki dosya kaydının kapatılacağı, dosyanın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği ve hakkında kamu davası açılabileceğinin ihtar edildiği, bu ihtarlı çağrının ise şüpheliye 24/10/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, şüphelinin belirtilen süre zarfında denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığı gibi herhangi bir mazeret de bildirmediği, bunu takiben anılan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüphelinin aynı adresine 10 günlük yasal süre içerisinde başvurulmaması nedeniyle ikinci kez 10 günlük süre verildiği bu süreye de uyulmaması halinde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı ihtarını içerir davetiyenin tebliğ edildiği, şüphelinin bu tebligata rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği ve haklı ve belgelendirilebilir geçerli bir mazereti de bulunmadığı, böylelikle de şüphelinin yükümlülüklerine uymama konusunda ısrar etmesi üzerine, kaydının kapatılarak dosyanın ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek hakkında 5237 sayılı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri kararı verilen ve buna aykırı hareketin sonuçları kendisine birden çok kez açıklanıp ihtar edilen şüphelinin, yükümlülüklerine uymamada ısrar etmiş olduğu gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/06/2017 tarihli ve 2017/955 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun; 10. maddesinde, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklinde düzenleme yer aldığı,
21. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında ise; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.“ şeklinde düzenlemeler yer aldığı,
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesinin gönderildiği, “tebliğden itibaren 10 gün içinde müracaat etmezse hakkında dava açılacağı” uyarısını içeren bu davetiyenin şüphelinin soruşturma aşamasında alınan ifadesinde bildirdiği bilinen son adresi ve aynı zamanda mernis adresi olan adreste şüphelinin bulunmaması nedeniyle 24/10/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği, birinci uyarının bu şekilde yapılmış olduğu, bu tebliğ ve uyarıya rağmen şüphelinin süresi içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeyerek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine ikinci kez uyarılı başvuru davetiyesi gönderildiği ve “tebliğden itibaren 10 gün içinde müracaat etmezse yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmiş sayılarak hakkında dava açılacağı” uyarısını içeren bu ikinci davetiyenin de mernis adresi ve bilinen son adresi olan aynı adreste yine şüphelinin bulunmaması nedeniyle 08/11/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak şüphelinin yapılan bu tebliğlere rağmen 10 gün içinde kuruma başvurmamak suretiyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkemece iddianamenin iadesi kararında, “şüphelinin yapılan tebligatlardan haberi olmadığı, tebligatların tamamen adres kayıt sisteminde belirtilen adrese ilişkin olması nedeni ile kanun gereği yapılmış olduğu” gerekçesine yer verilmiş ise de, tebliğ yapılan adres sanığın bilinen son adresi olup aynı zamanda mernis adresi de olduğu ve tebliğe elverişli olmadığının anlaşılması durumunda Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca aynı Kanun’un 21. maddesine göre mahalle muhtarına tebliğ yapılmasının yasaya aykırı olmadığı,
Bu hali ile yasaya uygun şekilde yapılan iki uyarılı başvuru davetiyesine rağmen kuruma müracaat etmeyen şüpheli hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleştiği, anlaşıldığından, iddianamenin iadesi kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/06/2017 tarihli ve 2017/955 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.