17. Hukuk Dairesi 2017/3052 E. , 2019/9891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki cismani zarardan kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davacının sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, ... plaka sayılı aracın ... plaka sayılı araca çarpması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, davacı müvekkilinin ... plaka sayılı araçta yolcu konumunda olduğunu ve yaralandığını, davalı ... şirketine söz konusu zararların tazmini için başvurmuş ise de çok cüzi bir ödeme yapıldığını belirterek, 82.500,00 TL maddi zararın davalı ... şirketinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davacı vekilinin hastane ve ilaç masrafları ile tedavi ve yol giderleri yönünden açtığı davanın vaki feragat nedeniyle reddine,davacı vekilinin sürekli ve geçici iş göremezlik sebebine dayalı olarak açtığı davanın 29/03/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya itibar olunarak ve bulunan bu tazminatlardan takdiren %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak hesaplama yapıldığında ve davalı ... tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değeri de dikkate alındığında davacının karşılanmamış maddi zararının kalmadığı anlaşıldığından reddine karar verilmiş ve karar davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin 2 ve 3 nolu bendde gösterilen dışında sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Zarar görenin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar görenin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise SGK"dan trafik kazasının olduğu tarihteki zarar görenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücretlerini getirtmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, örneğin duvar ustası, sıvacı gibi belirli bir meslek icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.
Davacı vekili davayı açarken ... Yapı İnşaat Ltd. Şti."de şirket işletmecisi olduğunu aylık gelirinin 2.250,00 TL olduğunu mahkemece davacı müvekilinin gerçek gelirinin ilgili kurumlardan araştırılarak tespitini istemiş ve belirtiiği şirketin 2006 yılı vergi beyannamesini sunmuş bilirkişice bu beyannameye göre 2 ortaklı şirkette şirket ortağı olduğu belirlenmiş ancak mahkemece gerçek gelir durumu araştırması yapılmadan yasal asgari ücretten yapılan hesaba göre karar verilmiştir.
Davacı vekili müvekkilinin şirket ortağı olduğunu ve kazancının asgari ücretten fazla olduğunu iddia ettiğine göre davacının kazadan önce ne kadar gelir elde ettiğinin tespiti için mahkemece, davacının sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak İstanbul Ticaret Odasına yazı yazılması
davacının ortağı olduğunu iddia ettiği şirketin ticaret Sicil kayıtlarının getirtilerek şirket ortağı ise elde edebileceği gelirin sorulması, SGK ve çalıştığı işyerinden gelire ve ödemelere ilişkin belgelerin getirtilmesi, kendi hesabına çalışıyorsa ilgili kuruluşlardan gerekli belgelerin sorulması, gelirin kazadan önce geriye doğru tespitinin yapılması, şirket ortağı olması durumunda şirkete şahsi katkısı değerlendirilerek gerekirse yeniden aktüer raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK"nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda; davacının müterafik kusurlu olduğu mahkemece kabul edilerek tazminattan %25 oranında indirim yapılmıştır. Ancak Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, hesaplanan tazminattan Mahkemece %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken, Daire uygulaması olan %20"den fazla oranda indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması isabetli değildir.
4-Kabule göre de;davalı vekilinin reddedilen davada lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilşkin temyiz itirazlarına gelince dava değeri 82.500,00 TL olup yargılama sırasında davacı ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra hastane ve ilaç masrafları ile tedavi ve yol giderleri talebi olan toplam 16.000,00 TL"lik talebinden feragat etmiş, mahkemece bu kısım alacak talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,geri kalan 66.000,00 TL"lik kısım yönünden davacının karşılanmamış maddi zararının kalmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. A.A.Ü.T. gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, reddedilen kısım üzerinden nispi vekalet ücreti ve yine A.A.Ü.T.6. maddesi uyarınca feragat nedeniyle reddedilen kısım üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında reddedilen dava yönünden davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.