3. Hukuk Dairesi 2018/2160 E. , 2018/9655 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalıların küçükbaş hayvanlarının,çoban ... gözetiminde, kendisine ait şeker pancarı ekili tarlasına girerek zarar verdiğini,toplam zararının 25.160,35 TL olduğunu ileri sürerek; 25.160,35 TL"nin, tespit giderleri ve tespit tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., 300"den fazla koyunu olduğunu, çoban ..."nun, 150 kadar kuzuyu yalnızca bir kere davacının tarlasına kaçırdığını, yaklaşık bir saat içinde de kuzuları tarladan çıkardığını, onun dışında tarlaya hayvan sokma hadisesinin yaşanmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ve ... , babaları ...... yanında çalıştıklarını, sürünün çobanının olduğunu, olayda kendilerine atfedilebilecek bir kusur olmadığını beyan etmişlerdir.
Davalı ..., ..."ya ait sürünün çobanlığını yaptığını, bir defa davacının tarlasına 150-200 kadar kuzu kaçtığını, 1 saat içinde kuzuları tarladan çıkardığını ifade etmiştir.
.........
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde ise; Dairemizin, 26.05.2016 tarih ve 2015/12776 E. 2016/8248 K. sayılı ilamı ile ‘’...mahkemece, öncelikle İlçe Tarım Müdürlüğü"ne müzekkere yazılarak, haksız fiilin vuku bulduğu tarih itibariyle, şeker pancarı bitkisinin o yöredeki dekara verimi ve fabrika alım fiyatını gösteren belgelerin celbedilmesi, ardından, dosyanın uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek, tespit raporları ile ekinde bulunan fotoğraflar ve ......gelen veriler ışığında; yukarıda açıklanan yönler gözetilerek denetime elverişli ve ayrıntılı rapor alınması, davacının zararı duraksamasız tespit edildikten sonra hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile,......mahallesi,......., 416 ada, 6 parselde bulunan tarlada meydana gelen zarar nedeniyle 4.768,50 TL; 415 ada, 10 parselde bulunan tarlada meydana gelen zarar nedeniyle 4.561,40 TL olmak üzere toplam 9.329,90 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; hayvan sahibinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda, lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece Dairemizin 26.05.2016 tarih ve 2015/12776 E. 2016/8248 K. sayılı bozma ilamı uyulmuş ise de,bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Nitekim,mahkemece bozma ilamı sonrasında alınan her iki bilirkişi raporunun birbiri ile çelişkili olduğu, davaya konu edilen zararın meydana geldiği davacıya ait 416 ada, 6 parsel ile 415 ada 10 parseldeki zarar oranları ve zarar miktarlarının tespit dosyasında alınan raporlar ve bu dosyada bozma öncesinde alınan rapor da dikkate alındığında tam olarak karşılanmadığı,alınan her iki bilirkişi raporuna taraf vekillerince ileri sürülen zarar oranı ve özellikle zararın hesaplanması noktasındaki itirazları karşılanmadığı da dikkate alındığında,bozma ilam gereğinin tam olarak yerine getirilemediği ve davacının davaya konu ettiği taşınmazlardaki zarar oranı ve zarar miktarının net bir şekilde belirlenemediği anlaşılmaktadır.
./..
-3-
Bu itibarla, mahkemece; alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetinden bozma ilam gereğini karşılar nicelik ve nitelikte,özellikle taraf vekillerinin aşamalarda zarar oranları ve zarar miktarlarına yönelik itirazlarını tam olarak karşılar,Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.....