21. Hukuk Dairesi 2015/18691 E. , 2016/2902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Davalı ... Müh. İnş. Ve Tic. A.Ş. vekili 20.02.2014 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiklerini beyan ettiğinden ve yetki belgesine dayanak vekaletnamede de temyizden feragate dair yetki bulunduğu anlaşıldığından, iş bu davalı vekilinin temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının, annesi, babası ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, kısa kararda "Her ne kadar bilirkişi raporunda Borçlar Kanunun 55. Maddesine yüklenen anlam nedeniyle ilk PSD"nin yalnızca kusur oranına karşılık gelen kısmının mahsubu yapılması doğru değilsede, taleple bağlı kalınarak davanın maddi tazminat yönünden tam olarak kabulü ile, 27.211,28 TL maddi tazminat alacağının kaza tarihi olan 19/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek ( sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sorumlu olmak ve faiz başlangıç tarihi olarak daha önce temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren sorumlu tutulmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Kazalı ... için takdir olunan 10.000 TL manevi tazminatın, Annesi ... için takdirn olunan 2.000 TL, manevi tazminatın, Babası ... için takdir olunan 2.000 TL, manevi tazminatın, Kardeşi ... için takdir olunan 1.000 TL, manevi tazminatın, Kardeşi ... ... için takdir olunan 1.000 TL, manevi tazminatın, Kardeşi ... için takdir olunan 1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek ( sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sorumlu olmak ve faiz başlangıç tarihi olarak daha önce temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren sorumlu tutulmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat yönünden fazlaya dair isteğin reddine," karar verilmiş ise de gerekçeli kararda "Davanın Kısmen Kabulüyle, 21.558,98 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi
- tazminatın davalılardan kaza tarihi olan 19/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek (Sigorta Şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak ve faiz başlangıç tarihi dava tarihi 30/03/2010 tarihinden olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, Anne ... için takdir olunan 2.000 TL manevi tazminatın, Baba ... ... için takdir olunan 2.000 TL manevi tazminatın, Kardeşi ... için takdir olunan 1.000 TL manevi tazminatın, Kardeşi ... ... için takdir olunan 1.000 TL manevi tazminatın, Kardeşi ... için takdir olunan 1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek (Sigorta Şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak ve faiz başlangıç tarihi dava tarihi 30/03/2010 tarihinden olmak kaydıyla) yasal faizleri ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Manevi tazminat talebine yönelik fazlaya dair isteklerin reddine, Maddi tazminat talebi yönünden davacı ..."ın fazlaya dair isteğinin ve diğer davalıların taleplerinin reddine," karar verilmiştir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar; esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 18.12.2013 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, konuyla ilgili 10/04/1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK"nın 298/2 maddesi uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... Türk Sigorta Şirketi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.