MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
“Sayacın üst gövde kapağı arasından film sokularak diske müdahale edildiği, sayacın içinde film tozu bulunduğuna” dair 03.09.2012 tarihli sayaç ayar raporuna göre kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiş ve mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile sayaca müdahale edilerek tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle elektrik enerjisinin kaçak tüketildiği belirlenmiş ise de;
Sanığın, suça konu sayacın bulunduğu evin kız kardeşi ..."a ait olduğunu, bu evin kız kardeşi tarafından 2013 yılı Mart ayında satıldığını, daha önce bu evde ... isimli bir bayanın kiracı olarak kaldığını, kiracı haber vermeden evi terk ettikten yaklaşık 7-8 ay sonra evi temizlemek için gittiğinde gelen Tedaş görevlilerinin sayacın bozuk olduğunu söyleyerek tutanak tanzim ettiklerini, kendisinin de 17.09.2012 tarihli bir dilekçe ile bu evin sahibi olmadığını, bu evde oturmadığını, sayacın bozuk olması nedeniyle değiştirilmesi gerektiğini açıklayan bir dilekçeyi TEDAŞ"a verdiğini savunduğu, keza tutanağı düzenleyen görevlilerden ...’ın da tanık sıfatıyla alınan beyanında, sanığın kuruma verdiği 26.07.2012 tarihli dilekçe ile sayacını elektronik sayaçla değiştirmek istediğini belirttiğinden, sayacın 05.08.2012 tarihinde değiştirildiğini, sökülen sayaçta tespit edilen bulgulara göre de kendisinin olay yerinde suç tutanağını tanzim ettiğini, evin de boş ve kapalı olduğunu belirttiği, ayrıca kolluk tarafından düzenlenen 04.11.2013 tarihli araştırma tutanağına göre suça konu adresin boş olduğu, sanık ...’un tanınmadığı, çevrede daire sahibinin bilinmediği belirtilmekle birlikte, suç tarihi itibariyle evin sanığın sorumluluğunda bulunup bulunmadığına dair bir araştırma yapılmadığı dikkate alınarak, öncelikle sanığın savunmasının doğruluğunu tespite yönelik beyanında adı geçen kız kardeşi ... tanık sıfatı ile dinlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece hükmün esasını teşkil eden kısa kararda mütalaaya uygun şekilde mahkûmiyete karar verildiği halde, gerekçeli kararın gerekçe bölümünde “her ne kadar sanık hakkında eylemine uyan TCK"nın 163/3 ve 62/1 maddelerinin tatbiki suretiyle ve zarar giderilmediği için erteli 10 ay hapis cezası ile mahkûmiyete karar verilmiş ise de, karar yazımı sırasında sanığın savunmasının aksinin ispat edilemediği, sanığın zabıta araştırmasına göre tutanağa konu adreste oturmadığı ve tanınmadığı, dolayısıyla şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine karar verildiği anlaşıldığından, söz konusu yanlışlığın ancak temyiz yoluyla giderilebileceği görülerek, yanlış olarak sanığın mahkûmiyetine” dair çelişkiye yol açacak şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 29.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.