1. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17925 Karar No: 2017/284 Karar Tarihi: 18.01.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/17925 Esas 2017/284 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2016/17925 E. , 2017/284 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar; mirasbırakan babaları ...atış suretiyle devrettiğini, 16.04.2001 tarihinde de yine satış şeklinde davalıya temlik edildiğini, devirlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davalı adına olan tapunun iptali ile ... veraset ilamındaki payları oranında tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 498 ada 16 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından ara malik kullanmak suretiyle davalıya temlik edildiği,devrin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı,bedelsiz ve muvazaalı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur, davalının bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Hemen belirtilmelidir ki; 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “...muvazaalı satış işlemiyle miras hakkından yoksun edilen kimse külli halef olarak değil, doğrudan doğruya üçüncü kişi olarak dava açmak hakkına sahiptir. Çünkü bu üçüncü kişinin hakkı, mirasbırakanla alıcı tarafından birlikte yapılan hukuk işlemiyle çiğnenmiştir. Böyle bir durumda üçüncü kişinin dava hakkının varlığı, kanunda belli konulara hasredilmemiştir...” şeklinde olup saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
./..
Bilindiği gibi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/1-e maddesindeki yasal düzenleme gereğince davacı, dava dilekçesinde davanın dayanağını oluşturan tüm olayları (vakıaları) bildirmekle yükümlüdür. Aynı Kanunun 25. ve 26.maddelerinin buyurucu nitelikteki hükümlerinde belirtildiği üzere Hakim Kanunda açıklanan ayrıcalıklar dışında, davanın sınırlarını çizen bu olaylarla bağlı olup, bunlar dışına çıkamaz ve inceleme yapıp karar veremez. Taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır." şeklindedir. Somut olaya gelince; davacılar, dava dilekçesinde açıkça davaya konu taşınmazın miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Bu durumda davacıların payı oranında iptal-tescile karar verilmesi gerekirken, talep aşılmak suretiyle davada taraf sıfatı bulunmayan mirasçılar lehine de hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.