Esas No: 2021/2396
Karar No: 2022/6546
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/2396 Esas 2022/6546 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/2396 E. , 2022/6546 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, 23.06.2022 tarihinde üye ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ... hakkında yirmi üç yaşında ve akıl hastası olan mağdur ...'yi otobüs beklemekte iken çay ikram edeceğini söyleyerek iş yerinin arkasındaki boşluğa götürerek burada park halindeki bir aracın yanında anal yoldan nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla görülen davada;
Mağdur hakkında Samsun ... Aydın Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 29.08.2008 günlü raporda mağdurda hafif derecede zeka geriliği mevcut olup IQ:64, zeka yaşının 9 olarak belirtildiği,
Olay nedeniyle alınan;
Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 30.04.2013 günlü raporunda ileri derecede obez ve görünüm olarak mental retarde olan kişinin diz dirsek pozisyonunda yapılan muayenesinde aşırı kilolu olması nedeniyle muayenenin güçlükle yapılabildiği de belirtilerek "anüs mukozası hemen girişinde enine seyirli 2x0,3 cm genişlikte yüzeysel sıyrık, hafif ekimoz ve yine anüs iç mukozasında rektum pililerine parelel seyreden görülebildiği kadarıyla 1 cm uzunluğunda (rektoskop olmadığı için daha ilerisi görülemiyor) yüzeysel hafif kanamalı ödemli akut 10 günden evveline ait fissür tespit edilmiş olup, anal sfinkter tonusunun gevşek olduğu, bu durumun fiili livataya delalet edebileceği" hususlarının belirtildiği,
Hacettepe Üniversitesi Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 25.03.2014 günlü heyet raporunda ise mağdurun "orta derecede zeka geriliği ve travma sonrası stres bozukluğu tanısı konularak ruh sağlığının bozulmuş olduğu, fiile karşı kendisini ruhsal yönden savunamayacağı yine mağdurdaki mevcut akıl zayıflığının hekim olmayanlarca anlaşılabileceği" hususlarının belirtildiği,
Sosyal hizmet uzmanı mağdur ile yaptığı görüşme sonucunda mağdurda olay algısının bulunduğunu ancak mevcut zeka geriliğinden dolayı olayı bütüncül bir şekilde oluşturamadığı, bununla birlikte kendisini anlaşılabilir şekilde ifade edebildiğini gözlediğini söylemiştir.
Mağdur aşamalarda 23.04.2013 günü Aile Yaşam merkezine gitmek için otobüs durağında beklerken sanığın yanına gelerek şaka niyetine sırtına binerek iş yerine gidip çay içmeyi teklif ettiğini, birlikte sanığın iş yerine gittiklerini, burada tanık Yılmaz ile sanığın çalışanı Kürşat Samet'in de bulundukları, sanığın kendisini iş yerinin arka tarafında araçların park ettikleri yere götürerek parmağını ve cinsel organını 10 dakika boyunca anüsüne soktuğunu söylemiş, duruşmada ise sanık pantolonunu ve külotunu indirdiğini, külotunda kan olduğunu, sonra eylemi gerçekleştirdiğini, canının yandığını söylemiştir.
Sanık ise savunmalarında suçlamaları kabul etmemiş, mağdurun 23.04.2013 günü iş yerine hiç gelmediğini, 27.04.2013 günü ise iş yerinin bulunduğu sokağa geldiğini kendisine sinirlenerek şişe fırlattığını söylemiştir.
Sayın çoğunluk tarafından sanığın mahkumiyetine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiş ise de;
Mağdurun uzman görüşlerinde açıklandığı üzere olayı bütüncül bir şekilde oluşturamadığı, mağdurun cinsel saldırı eyleminin gerçekleştiğini iddia ettiği 23.04.2013 günü ile tanıklar ... ile ...'in de iş yerinde bulunduğu 27.04.2013 günü yaşananları bir birine karıştırır şekilde beyanlarda bulunduğu, mağdurun 27.04.2013 günü sanığın iş yerine gittiğinin sanık savunması, mağdur beyanı ve tanık anlatımları ile doğrulandığı halde, 23.04.2013 günü mağdurun sanığın iş yerine gittiğine dair soyut beyanından başka delil bulunmadığı,
Olaydan dokuz gün sonra gerçekleşen intikal sonucu alınan raporda mağdurun anüsünde "kanamalı ödemli, akut on gün öncesine ait fissür" tespit edildiğinden söz edilerek bu durumun "fiili livataya delalet edebileceği" belirtilmiş, nitelikli cinsel saldırı suçunun tıbbi bulgusunun tespitine yönelik kesin bir kanaat bildirilememiştir.
Öte yandan; adli raporda belirtilen şekliyle halen kanamalı olduğu anlaşılan anüsteki fissürün aradan geçen dokuz günlük süreye rağmen iyileşmemiş olmasının doğal karşılanamayacağı, kaldı ki; mağdurun 31.10.2013 günü gerçekleştirilen duruşmadaki beyanında sanığın önce pantolonunu indirdiğini, sonra külotunu çıkardığında "külotta kan vardı" diye söylediği göz önüne alındığında, adli raporda belirtilen kanamanın olay öncesinde de mevcut olduğu, başka nedenlerden de kaynaklanmış olabileceği şüphesinin oluştuğu, yine olayın gerçekleştiği yerin kapalı bir mekan olmayıp etrafında bulunan apartmanların arasında araç park yeri olarak kullanılan bir yer olduğu,
Hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyeti için yeterli somut ve ispata elverişli delil bulunmadığı anlaşıldığından beraatına karar verilmesi kanaatinde olduğumdan mahkumiyet hükmünün onanmasına yönelik sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.