12. Ceza Dairesi 2019/4809 E. , 2021/3213 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/154 Esas – 2014/224 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama suçundan 04.02.2014-07.03.2014 tarihleri arasında 31 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 11.07.2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 5.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 1.132,45 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacının gözaltına alınıp tutuklandığı tarihte kayıtlı bir çalışmasının bulunmadığı dikkate alınarak gözaltı ile birlikte tutuklu kaldığı 31 gün için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 874,20 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda tutukluluk süresi 32 gün olarak tespit edilerek ve davacının tahliye olduktan sonraki çalışmasına ilişkin ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılarak belirlenen 1.132,45 TL"nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini ve belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 874,20 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup,
Gerekçeli karar başlığında, ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" olan dava türünün ""maddi ve manevi tazminat"" olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin, davacı vekilinin, hükmedilen tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacının tutuklama tarihinin 05.02.2014 olduğu ve hükmedilecek tazminat miktarına bu tarihten itibaren yasal faiz talep edildiği halde, hükmedilen tazminat miktarlarına gözaltı tarihi olan 04.02.2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 1 ve 2 numaralı bendinde yer alan “gözaltı ve tutuklama tarihi olan 04.02.2014” ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerine “tutuklama tarihi olan 05.02.2014” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.