14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1492 Karar No: 2021/1302 Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1492 Esas 2021/1302 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, mirasbırakanın ölümünden sonra davalılar tarafından mirasbırakanın banka hesaplarından çekilen paranın paylaşıldığını iddia ederek 20.000 TL alacağın tahsilini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin temyiz başvurusu sonrası Yargıtay, müşterek hesaptaki payların eşit olduğunu ve banka hesap hareketlerinin yanı sıra diğer delillerin de incelenmesi gerektiği sonucuna vararak kararı bozmuştur. Kararda, müşterek hesapta birden fazla kişiye aitse ve pay bakımından bir anlaşma yoksa mülkiyetin yarı yarıya olması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, ortak hesabın taraflarından her birinin bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket ettiği ve payından fazla çektiği miktardan diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna geldiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri açıklanmadığı için detaylı bir açıklama yapılamamaktadır.
14. Hukuk Dairesi 2017/1492 E. , 2021/1302 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/12/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılar arasında adi istihkak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, adi istihkak isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 04/09/2010 tarihinde vefat eden tarafların ortak mirasbırakanı ..."nun ölümünden sonra davalılar tarafından mirasbırakanın banka hesaplarından çekilen paranın paylaşıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00TL alacağın 16/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir. Müşterek hesap birden fazla kişiye ait ise mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa, hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktardan diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer. Davalılardan mirasçı ..., mirasbırakan ile müşterek olan banka hesabından çekmiş olduğu tutardan payına düşenden fazla çektiği miktar kadar diğer mirasçılara karşı miras hisseleri oranında sorumludur. Mahkemece banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de bilirkişi raporu hatalıdır. İş Bankasından gelen dekonttan anlaşıldığı üzere, davalı ..., ortak hesaptan 06.09.2010 tarihinde 23.000,00TL çekmiş olmasına karşın bilirkişi raporunda, 23.000,00TL hesaplamaya dahil edilmemiştir. Öte yandan, davalılar tarafından mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçıların bir kısmı tarafından davacıya banka yolu ile ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin davaya konu alacağa ilişkin olduğu savunulmuş ise de; davacı, kendisine yapılan ödemelerin kira gelirine ilişkin olduğunu, dava konusu alacak ile alakasının olmadığını iddia etmiştir. Nitekim 10.08.2011 tarihli dekontta, davalı ... tarafından davacı hesabına yatırılan 12.400 TL’nin kira bedeline ilişkin olduğu yazılıdır. Davalıların savunmasına konu davacıya yapılan diğer ödemelerin davaya konu alacağa ilişkin olduğuna dair ispat yükünün davalılar üzerinde olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bunun yanında, davalı taraf defin masraflarına ilişkin makbuz sunmuş ise de bu belgenin mirasbırakanın defnedilmesine ilişkin olduğu belli olmadığından bu hususta yeterli delil ibraz etmesi için davalı tarafa süre verilmesi, bu nitelikte bir delil ibraz edilmemesi halinde ilgili belediyeden sorulmak sureti ile defin masrafları belirlenerek davacının alacağından miras payı oranında mahsup edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan hususlar üzerinde durulmadan karar verilmiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi