17. Hukuk Dairesi 2017/1508 E. , 2019/9882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan ... Makina"nın 01/04/2013 tarihi itibariyle 23.777,77 TL vergi borcunun bulunduğunu, davalı şirketin 17/04/2002 tarihinde faaliyetine başladığını, kurucu ortakların ... ve ... olduğunu, davalılardan ..."ın hissesini ..."a devrettiğini, bu devrin vergi borcundan kurtulmak için kasıtlı olarak yapıldığını, nüfus cüzdan bilgilerinin tahrif edildiğinin tespit edildiğini, davalı ... adına daha öncede benzer nedenle dava açıldığını, davalılardan ..."ın davalı şirketin gizli ortağı olduğunu, dava dışı kişilerin ifadesinde 2002 yılından beri tanıdıklarını ve bu şirketten 2005 yılında kendileri tarafından yapılan alımlarda bedelin ..."a ödendiği ve faturanın da ... tarafından kendilerine teslim edildiğini beyan ettiklerini belirterek; ..."ın ..."a yapmış olduğu devrin iptaline ve diğer davalı ..."ın gizli ortaklığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını, hissesinin tamamını ... devrettiğini, ilgili hisse devrinin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, ... kimlik bilgilerinin sahte olması hususunda kastı veya ihmalinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... (...) ..., sahtecilik olayları nedeniyle Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar ile ... olan adını ... olarak değiştirdiğini, dava dilekçesinde adı geçen davalıların hiçbirini tanımadığını, vergi dairesi nezdinde açılışını yaptığı hiçbir firma bulunmadığını, işbu dava ile hiçbir ilgisinin olmadığını belirterek kendisi açısından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, kurucu ortak olan davalı ...’ın kendi hissesini davalılardan ... (...) ... devrettiği ve bu devrin 08/04/2004 tarihli ve 6025 sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, davanın ise 25/04/2013 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden tasarrufun iptali davasının koşulları oluşmadığı bu nedenle hak düşürücü süre gerçekleştiğinden davanın reddine; davalı ...’ın gizli ortaklığının tesbiti talebi yönünden ise, davalı ..."ın davalı şirkette çalışanı olarak gözüktüğü, davalı şirkette ortaklık payı/hissesi yönünden ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına ilişkin kaydının bulunmadığı, davalı ...’ın sadece davalı şirket adına vekaleten işlemler yaptığı ve şirketin gizli ortağı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı anlaşıldığından buna ilişkin tespit talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.
Tasarrufun iptali davaları 6183 sayılı yasanın 24. Maddesi hükmüne göre genel mahkemelerde açılır; Ticari dava değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun
yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasında artık iş bölümü değil görev ilişkisi bulunduğundan bu tarihten itibaren açılan tasarrufun iptali davaları, Asliye Ticaret Mahkemesinde değil Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu durumda davanın 25/04/2013 tarihinde açılmış olması nedeniyle mahkemece görev nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ... davalı ..."a geri verilmesine 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.