Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/32294
Karar No: 2018/14155
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/32294 Esas 2018/14155 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/32294 E.  ,  2018/14155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan davalı tarafından feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma alacağının faizleriyle birlikte davalı ... Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş."den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. vekili, davacının davalı şirket çalışanı olmadığını beyanla davanın husumet yokluğundan reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, öncelikle davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddini isteyerek, müvekkili şirket feshinin haklı nedene dayandığını, fazla çalışmaların karşılığı ücretlerin bordrolara yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 22.12.2014 tarih 2013/27538 esas 2014/36155 karar sayılı ilamı ile mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiş olup bozma ilamı sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
    Temyiz:
    Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, ... Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. vekilinin tüm, ... ... Terminal İşletmeciliği A.Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dairemizin 22.12.2014 tarih 2013/27538 esas 2014/36155 karar sayılı ilamı ile, hakkında dava açılan ... Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş."nin taraf olmaktan çıkarılması gerektiği, 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesinin son fıkrası uyarınca davacının davasını ... Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş."ye açmasının kabul edilebilir bir maddi hataya dayandığı yönünde kararın hatalı bulunduğunun anlaşılmasına göre, uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece davalı olarak sadece ... ... Terminal İşletmeciliği A.Ş."nin taraf olarak gösterilmesi gerekirken, her iki davalı yönünden dava konusu alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde hüküm kurulması hatalıdır.
    3-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık davalı ...Ş. vekilinin bozma ilamı sonrasında ileri sürdüğü zamanaşımı def"inin süresinde ileri sürülüp sürülmediği noktasında toplanmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve kanuni bir engel bulunmamaktadır.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Kanun"un 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
    Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Kanun hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak 6100 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Kanun’un 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
    Mülga 1086 sayılı Kanun yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Kanun’un uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Dosya içeriğine göre, davanın 6100 sayılı Kanun zamanında açıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla yukarıdaki açıklamalara göre ıslaha karşı zamanaşımı defi süresinde yapılmış ise Mahkemece dikkate alınması, süresinde yapılmamış ise davacının açıkça muvafakati olmadığından dikkate alınmaması gereklidir.
    Somut olayda; davalı ...Ş. vekilince uyulan bozma ilamı içeriği gereğince sunulan cevap dilekçesi ile süresinde ileri sürüldüğü anlaşılan zamanaşımı definin dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla, söz konusu zamanaşımı defi dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4-Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında davalı ...Ş. vekilinin savunmasına dayanak teşkil eden delillerin değerlendirilmeye tabi tutulması ve bu kapsamda bildirdiği tanıkların dinlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle hüküm kurulması isabetsizdir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi