17. Hukuk Dairesi 2017/2797 E. , 2019/9874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 01.02.2012 günü davalı ... nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araca davalıların murisi bisiklet sürücüsünün tam kusurla çarptığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile meydana gelen kaza sonucu müvekkilinin sigortalı araca ödemek zorunda kaldığı 6.449,25 TL hasar tazminatının ödeme tarihi 24/12/2012’den itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 1.120,86 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, 21.12.2016 tarihli ek karar ile mahkeme kararının miktar itibari ile kesin olması nedeni ile davacı tarafın temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı kararın verildiği 2016 yılı için 2.190,00
TL"dir. Mevcut dava ise davacı tarafınca 6.449,25 TL üzerinden açılmış olup yerel mahkemece davanın kısmen kabulüyle 1.120,86 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Yani reddedilen miktar 5.328,39 TL olup davacı yönünden temyiz sınırının üzerindedir. İlgili karara karşı temyiz yolu açık olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından kesin olarak karar verilmesi yasaya aykırıdır. Bu nedenle mahkeme hükmünün miktar itibari ile kesin olması sebebi ile mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine dair ek kararı kaldırılarak davacının temyiz incelemesine geçilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin asıl temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
01.02.2012 tarihli trafik kaza tespit tutanağında; davalılar murisi bisiklet sürücüsü kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı için asli, davacıya sigortalı kamyonet sürücüsü hızdan dolayı tali kusurlu bulunmuştur. Dava konusu trafik kazasında, kusur oranlarının tespiti bakımından alınan 12.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalıların murisi bisiklet sürücüsünün %15, davacıya sigortalı araç sürücünün %85 olarak belirlenen kusur oranlarının mahkemece benimsendiği, bu kusur oranlarına göre davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlendiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 12.11.2015 tarihli bilirkişi raporu öncesinde alınan 29.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün meydana gelen kazada %37,5 (3/8) oranda kusurlu olduğu, davalıların murisi Bekir Daş"ın ise %62,5(5/8) oranda kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece alınan ve benimsenen kusur raporu ile kaza tespit tutanağı ve dosyada alınan diğer raporda belirlenen kusur dağılımı birbirleriyle uyumlu değildir.
Açıklanan bu nedenler karşısında mahkemece, ceza dosyası aslı getirtilmek suretiyle, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan, tüm dosya kapsamı incelenmek ve kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ek kararı temyiz talebinin kabulü ile 21.12.2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.