15. Hukuk Dairesi 2009/6002 E. , 2011/887 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... geldi. Davalı ... vekili ve ... gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu iptâli ve tescili istemiyle açılmış; mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı şirket ile davalılardan ... arasında ... 2. Noterliği"nce doğrudan düzenlenen 18.08.2005 tarih 9576 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve davacı şirket, ...in kayden maliki olduğu üç numaralı parseline sözleşmedeki yazılı koşullarla inşaat yapımını yüklenmiştir. Bu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı ..."a devrine ilişkin davacı ile davalı ... arasında ... 2. Noterliği"nce doğrudan düzenlenen 22.02.2006 tarihli ve 2697 yevmiye numaralı “devir sözleşmesi” yapılmıştır. Davalılardan ... ile ... arasında da ... 2. Noterliği"nce doğrudan düzenlenen 29.03.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve ..."ın (2) numaralı parseline sözleşmede yazılı koşullarla inşaat yapımını ... yüklenmiştir. Sözü edilen sözleşmenin konusu olan (2) ve (3) numaralı parseller, tevhit edilmiş ve 23 numaralı parsel olmuştur.
Davada; 23 numaralı parselde yapılan kattaki 3 ve 4 ile 2. kattaki 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine ait olduğunu ileri süren davacı şirket, belirtilen bu bağımsız bölümlerin mevcut tapu kayıtlarının iptâli ile adına tesciline karar verilmesini; olmadığı takdirde de fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak
30.000,00 TL"nin davalı ..."tan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 22.02.2006 tarihli devir sözleşmesi, 01.12.2006 tarihli ve adi yazılı şekilde yapılan “daire satış vaadi sözleşmesi” başlıklı sözleşme, 25.09.2006 ve 10.02.2007 tarihli yine adi yazılı şekilde yapılan “Daire satış vaadi sözleşmesi” başlıklı sözleşmeler ile 21.07.2006 tarihli yapı ruhsatı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile Murat Yılmaz arasında Borçlar Kanunu"nun 520 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince “adi ortaklık” ilişkisinin kurulmuş olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu olan inşaatların adi ortaklar tarafından yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Çünkü, davacı şirket temsilcisi...ile ... tarafından yapı ruhsatı ile daire satışına ilişkin adi yazılı şekilde düzenlen yukarıda belirtilen sözleşmeler birlikte imzalanmıştır. Arsa sahiplerinden yüklenici davacı şirket ile davalı ..."ın adi ortaklar olarak birlikte hak sahibi olabileceklerinden Borçlar Kanunun"nun 522. maddesi uyarınca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gereğince adi ortaklığa verilmesi gereken bağımsız bölümlerin kayden intikâli istenebilir. Davacı ortağın, dava konusu bağımsız bölümler üzerindeki haklarının davalı ... tarafından kendisine yazılı şekilde temliki halinde, kendi adına arsa sahiplerine karşı dava açabilir.
Somut olayda ise davacı şirket dava konusu bağımsız bölümler üzerinde kendisinin hak sahibi olduğunu ileri sürerek dava açmış ise de; yukarıda açıklanan hukusal nedenle taşınmazlar üzerinde mutlak hak sahibi olmadığından, davası dinlenemez. Adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istenmediği için de davalı ... hakkındaki alacak davası da kabul edilemez. Mahkemece, davanın bu gerekçeyle reddi gerekirken; hukuksal olmayan yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de; mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"nın 438/son maddesi gereğince, gerekçesi değiştirilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle sonucu itirabiyle doğru olan kararın değiştirilen gerekçeyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 825,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.