Esas No: 2022/386
Karar No: 2022/3905
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/386 Esas 2022/3905 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı özeti: Davacı vekili tarafından tapu iptali ve tescil talebiyle açılan dava reddedilmiştir. Dava, imar uygulamalarına tabi tutulan taşınmazın idari yargıda iptal edilmesi nedeniyle imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düşmesi sonucu ihyası için açılmıştır. İlk karar, Yargıtay tarafından bozulmuş, ancak sonradan yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Davacının açılmasına sebep olduğu dava nedeniyle davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı Belediyenin sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Hüküm fıkrası, 2.278,97 TL yargılama giderlerinin Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı Belediyeden alınarak davacıya verilmesi ve asgari ücret tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400.00 TL vekalet ücretinin davalı Belediyelerden tahsil edilerek davacıya verilmesi şeklinde değiştirilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi
- TMK'nın 1025. maddesi
- 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi (7221 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmıştır)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/06/2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, öncesinde ihdasen Hazine adına tescil edilen 1104 parselin içinde bulunduğu alanda yapılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmesinden sonra bilahare Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar , davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın esastan reddine dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.02.2013 tarihli ve 2012/17264 Esas, 2013/2776 sayılı ilamı ile “... imar işlemlerinin idari yargı yerinde görülüp kesinleşen davalar ile iptal edildiği ve sicilin dayanağı kalmadığı gözetilerek eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir... ” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 09.02.2021 tarih, 2020/2882 Esas, 2021/726 Karar sayılı ilamıyla "...20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir. Yasaya eklenen bu hüküm gereğince dava konusu uyuşmazlığın, idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerekmektedir..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... Belediyesi vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... Belediyesi vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Belediyesi vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerinin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, hüküm fıkrasının; 1- Üçüncü bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 2.278,97 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine, "ibarelerinin yazılmasına,
2- Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.