21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7451 Karar No: 2016/2857 Karar Tarihi: 25.02.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/7451 Esas 2016/2857 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/7451 E. , 2016/2857 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) ... Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Öte yandan, dosya kapsamındaki kayıt ve belgelere göre, Av...."nun davalı ... ve Tic. Aş. adına hareket ederek hükmü temyiz ettiği, akabinde temyizden feragat ettiği, buna karşın anılan vekil adına adı geçen şirket tarafından verilmiş bir vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 1-Gerekçeli karar tebliğ edilmeyen davalı ..."a yöntemince karar tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek, 2-Temyiz eden davalı ... Ltd. Şti. tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 433. maddesi gereğince davacı tarafa yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek, 3-Av...."nun vekaletname eksikliğinin giderilmesi, şayet vekaletname ibraz edemez ise, yokluğunda aleyhine verilen kararın adı geçen davalı ... ve Tic. AŞ"ne yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.