Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2012/97
Karar No: 2012/116

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/97 Esas 2012/116 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2012/97 E.  ,  2012/116 K.
  • 2247 SAYILI YASA?NIN 14. VE 19. MADDELERINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASA?NIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI HK.
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : T. İletişim Hizmetleri A.Ş.

Vekillleri        : Av. Ü.A.,  Av. A.K.K.,

                          Av. B.G., Av. M.K.

Davalı           : Telekomünikasyon Kurumu Başkanlığı( İstanbul Bölge Müdürlüğü)

Vekili             : Av. M.B.

O L A Y          : 1-Davacı şirkete ait GSM baz istasyonuyla ilgili ölçüm değerleri formunun süresinde ilgilisine gönderilmediğinden bahisle, 4.550,00-TL para cezası verilmesine ilişkin 22.03.2007 tarih ve 2007-500904 sayılı "Telekomünikasyon Kurumu Ücret Tarih ve Ödeme Fişi" düzenlenmiş ve 22.03.2007 tarih ve 14449-3998 sayılı yazı ekinde davacı şirkete tebliğ edilmiştir.

2-Davacı vekili, Telekomünikasyon Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından tanzim edilen 22.03.2007 gün ve 2007-500904 sayılı "Telekomünikasyon Kurumu Ücret Tarih ve Ödeme fişi" ile müvekkili şirkete verilen idari para cezasının iptali istemiyle 10.4.2007 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            KÜÇÜKÇEKMECE 2.SULH CEZA MAHKEMESİ; 07.09.2007 gün ve Sayı: 2007/1444 Müt. İle,  itiraz eden vekili her ne kadar davalı idare aleyhine tahakkuk ettirilen 22.3.2007 tarihli 4.550.00 YTL tutarındaki idari para cezasının kaldırılmasını mahkemelerinden talep etmiş ise de, 19.12.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunun 31. maddesi gereğince 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3.maddesinde yapılan değişiklik ile idari yaptırım kararına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının düzenlendiği, oysa idari para cezasına konu olan 2813 sayılı telsiz Kanunu ile 12.7.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "0 KHz-60 GHz frekans bandında çalışan sabit telekomünikasyon cihazlarından kaynaklanan elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerinin belirlenmesi, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi hakkında yönetmelik” gereğince verilecek olan idari para cezalarına karşı yetkili ve görevli idare mahkemesine itiraz edip dava açılabileceği, mahkemelerinin anılan kanunlar gereğince görevsiz konuma düştüğü gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            3-Davacı vekili bu kez, GSM baz istasyonuyla ilgili ölçüm değerleri formunun süresinde ilgilisine gönderilmediğinden bahisle müvekkili şirkete 4.550,00 TL para cezası verilmesine ilişkin 22.03.2007 tarih ve 2007-500904 sayılı işlem ile bu işlemin tebliğine yönelik 22.03.2007 tarih ve 14449-3998 sayılı işlemin iptali istemiyle 25.10.2007 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            4- İstanbul 2. İdare Mahkemesi; 30.04.2009 gün ve E:2007/1854 K:2009/811 sayı ile, ölçüm değerleri formunun süresinde davalı idareye bildirmediği anlaşıldığından tesis edilen 22.03.2007 tarih ve 2007-500904 sayılı işlemde hukuka aykırılık; anılan işlemin tebliğine ilişkin 22.03.2007 tarih ve 14449-3998 sayılı işlem ise kesin ve yürütülebilir bir idari işlem olmadığından, esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş,  bu karara davacı Şirket itiraz etmiştir.

5- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi; 11.02.2010 gün ve E: 2009/13654, K:2010/2179 sayı ile, Uyuşmazlık Mahkemesinin yerleşik içtihatları uyarınca, idari para cezaları veya idari yaptırım kararlarına karşı açılan davalarda görevli yargı yerinin açıkça belirtilmediği durumlarda sulh ceza mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği;  incelenen uyuşmazlıkta idari para cezasının 5326 sayılı, Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2813 sayılı Kanunda da görevli yargı yerinin belirtilmediği;  bu durumda, Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından itiraza konu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan 5326 sayılı Kanunun 27. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu soncuna ulaşıldığından, idare mahkemesince işin esası incelenerek karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle;        İstanbul 2. İdare Mahkemesi Hakimliği’nin 30.04.2009 gün ve E: 2007/1854 K: 2009/811 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 45/4. maddesi uyarınca bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ait olduğu mahkemeye gönderilmesine karar vermiş, karar düzeltme istemi aynı Mahkeme’nin 7.10.2010 gün ve E:2010/12404, K:2010/16843 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

6- İstanbul 2. İdare Mahkemesi; 20.12.2010 gün ve E: 2010/2660, K:2010/2345 sayı ile, incelenen uyuşmazlıkta, idari para cezasının 5326 sayılı Kanun"un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu,  2813 sayılı Kanunda da görevli yargı yerinin belirtilmediği; bu durumda, Kabahatler Kanunu"nun 5560 sayılı Kanun"la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, söz konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünün, 5326 sayılı Kanun"un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinde olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, davacı Şirket bu karara da itiraz etmiştir.

7- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi;  23.11.2011 gün ve E:2011/5879, K:2011/17055 sayı ile,  10.11.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 61. maddesinde kurum tarafından verilen idari para cezalarına karşı açılan davalarda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun uygulayacağı kurala bağlanmış, 65. maddesinde ise, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ile 2813 sayılı Telsiz Kanununa yapılan atıflar ile bu kanunların kendi içinde yapılan atıfların konuları itibariyle bu kanuna yapılmış sayılacağının hükme bağlanmış bulunduğu;  olayda, para cezası verilmesine neden olan yönetmelik, 2813 sayılı Telsiz Kanunu ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunlarına dayanılarak çıkartılmış ve bu kanunlarda idari para cezalarına ilişkin itiraz yolu olarak yargı yeri gösterilmemiş ise de, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 65. maddesi uyarınca idari yargının görevli kılındığı ve görev konusunun kamu düzeninden olduğu hususları dikkate alındığında, idare mahkemesince yeniden dosyanın esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle;  davacı itirazının kabulüne, itiraza konu İstanbul 2. İdare Mahkemesi Hakimliği"nce verilen 20.12.2010 günlü ve E:2010/2660, K:2010/2345 sayılı kararın bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere 2577 sayılı Yasa"nın 45/4. maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ; 20.03.2012 gün ve E: 2012/178, K: 2012/444 sayı ile,  davanın görev yönünden reddine ilişkin Mahkemelerinin 20.12.2010 günlü, E:2010/2660, K:2010/2345 sayılı kararının, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi"nin 23.11.2011 gün ve E:2011/5879, K:2011/17055 sayılı kararıyla bozulduğu görüldüğünden, anılan bozma kararı uyarınca dava dosyası yeniden incelenmek suretiyle işin gereğinin düşünüldüğü belirtilerek,  2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nda yer alan ilkeler ile idari yaptırımlara ilişkin Kabahatler Kanunu dikkate alındığında; yaptırım gerektiren eylem ve karşılığında uygulanacak yaptırım, yasada tanımlanmaksızın, Yönetmelikte düzenIenen eylem ve yaptırım hükümlerine dayanılarak tesis edilen idari yaptırım kararı ve bu kararın uygulanmasına ilişkin diğer işlemlerde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle; dava konusu idari yaptırım kararı ile bu kararın uygulanmasına ilişkin işlemin iptaline karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

8-İdari yargıdaki dava süreci devam ederken, davacı vekili aynı istemle 8.11.2010 tarihinde bir kez daha adli yargı yerinde dava açmıştır.

9- Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi; 31.05.2011 gün ve Değ. İş No:2010/1681 sayı ile, evrakın incelenmesinde iş bu başvuru ile ilgili Mahkemelerinin 07/09/2007 tarih 2007/1444 müteferrik sayısı ile idare mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine ilgilisinin bu kez İstanbul İdare Mahkemesi Hakimliğ’ine başvurusu üzerine İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2007/1854 esas 2009/811 karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik verildiği, ancak Uyuşmazlık Mahkemesine dosya görev uyuşmazlığının Çözümü için gönderilmeyip İstanbul Bölge İdare Mahkemesine itirazen başvuruda bulunulduğu ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 2009/13654 esas 201012179 karar sayılı kararına istinaden tekrar Mahkemelerine başvuruda bulunulduğun anlaşıldığı gerekçesiyle;  iş bu başvuru ile ilgili Mahkemelerinin 07/09/2007 tarih 2007/1444 sayılı görevsizlik kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 2007/1854 Esas, 2009/811 Karar, sayılı karşı görevsizlik kararı bulunduğu anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine Gönderilmesine karar vermiştir.

10- Yargıtay 5. Ceza Dairesi;  29.12.2011 gün ve E:2011/13034, K:2011/25884, Tebliğname No: TM-2011/290500 sayı ile, Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 31.05.2011 tarih ve 2010/1681 Değişik İş nolu kararında belirtilen İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2007/1854 Esas, 2009/811 Karar, İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 2009/13654 Esas, 2010/2179 Karar, Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 07.09.2007 tarih ve 2007/1444 müteferrik sayılı dosyalarının asıllarının veya onaylı suretlerinin denetime olanak verecek biçimde dosya içine konulmaması ve ayrıca 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14/1. maddesi gereğince iki farklı yargı mercii arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözüm yerinin Uyuşmazlık Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine karar vermiştir.

10- Küçükçekmece 2.Sulh Ceza Mahkemesi; 27.02.2012 gün ve Değ. İş No:2010/1681 sayılı üst yazı ile, “Mahkemelerinin 07/09/2007 tarih 2007/1444 sayılı görevsizlik kararı ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 2007/1854 Esas, 2009/811 Karar, sayılı karşı görevsizlik kararı bulunduğu anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının giderilmesini” talep etmiş ve yazı ekinde dava dosyasını Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göndermiş; Başkanlık yazısıyla istenilmesi üzerine,   İstanbul 2. İdare Mahkemesi’ne ait E:2007/1854, K:2009/811 sayılı dava dosyası Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 4.6.2012 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir” ve 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

            Olayda; Küçükçekmece 2.Sulh Ceza Mahkemesi tarafından olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülerek, giderilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuş ise de,  Sulh Ceza Mahkemesi’nin işaret ettiği İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 30.04.2009 gün ve E:2007/1854 K:2009/811 sayılı kararında Mahkemece,  davanın reddine karar verildiği; İdare Mahkemesindeki dava süreci sonucunda kesinleşen 20.03.2012 gün ve E: 2012/178, K:2012/444 sayılı kararın ise görevsizlik değil, işin esasına yönelik bulunduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda, olumsuz görev uyuşmazlığına konu edilen kararlardan, Küçükçekmece 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 07.09.2007 gün ve 2007/1444 Müt.  Sayılı kararı görevsizlik kararı olmasına karşılık; İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin nihai kararı, görev yönünden değil, işin esası yönünden verilmiş bir karar olduğundan, 2247 sayılı Yasa’nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir. 

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 4.6.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi