Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6771 Esas 2018/6295 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6771
Karar No: 2018/6295
Karar Tarihi: 05.11.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6771 Esas 2018/6295 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/6771 E.  ,  2018/6295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ... TESPİTİNE İTİRAZ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    ... sırasında ... İlçesi ... Köyü ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 120 ada 174 nolu parsel 120 ada 78 parsel sayılı sırasıyla 543.31, 5.996,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve bahçe ile kargir ev ve tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 120 ada 174 parsel sayılı taşınmazın 1/2"si davacı ... .... adına 1/2"si davalı ... adına tesciline, 120 ada 78 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine ve tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ve bu hakkın garantileri olan "aleni yargılama ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı"nın amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Anılan prensipler, mahkemelerce duruşmada tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın uyumlu olmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, 10.04.1992 tarih 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi hükümleri de gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun bulunmasını gerektirmektedir. Ne var ki, mahkemenin 29.01.2016 tarihli son celsesinde tefhim edilen kısa kararda "davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 120 ada 174 parsel numaralı taşınmazın ... tespitinin iptali ile, 1/2 hissesinin ..., 1/2 hissesini ... adına tapuya tespit ve tesciline ve 120 ada 174 parsel numaralı taşınmazın üzerinde bulunan evin ..."ya ait olduğuna dair, ... tespit tutanağının beyanlar hanesine şerh konulmasına karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 120 ada 174 parsel numaralı taşınmazın davacıya miras kaldığı ve 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14. maddesi"nde belirtilen zilliyetlikle taşınmaz edinme şartlarının davacı ... adına tespitine karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında uyumsuzluk yaratılmış, hükmün infazında tereddüt oluşturulmuştur. Gerekçe ile kısa karar arasındaki uyumsuzluk, adalete güven ilkesini zedelediği gibi Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı prensibine, usul ve yasa hükümlerine
    de aykırılık teşkil eder. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
    05.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.