17. Hukuk Dairesi 2017/983 E. , 2019/9857 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine Yangın Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile Sigorta yaptıran Hilmi Güngör"e ait işyeri için yangın sigortası yapıldığını, anılan iş yerinin iki ayrı ticari işletme olarak davalılar tarafından kullanılmakta iken 29/12/2010 tarihinde iş yerinde yangın çıktığını ve her iki iş yerinin kullanılamaz hale geldiğini, yapılan ekspertiz çalışmasına göre 54.387,61 TL"lik hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, yangın sebebi ile ceza davası açıldığını, müvekkili sigorta tarafından ... 54.027,37 TL ödeme yapıldığını, bu parayı 7 gün içinde ödemesinin ... ve ..."den talep edildiğini, rücu mektupları ile alacak talep edildiği halde ödenmeyen alacağın tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2012/80 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçluların haksız hukuki dayanaktan yoksun ve soyut beyanlarla itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek tüm bu nedenlerle fazlaya ve diğer konulara ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile Gölhisar İcra Müdürlüğünün 2012/80 esas sayılı dosyasındaki borçluların itirazının iptal edilerek takibin devamına, asıl alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK"nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re"sen dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, davacı ... olup davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalılar ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.