Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Turgutlu İcra Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 16.02.2006 gün ve 2005/148-2006/24 sayılı kararın incelenmesi Karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 04.05.2006 gün ve 2006/6526-9887 sayılı ilamı ile; (“...İcra takibine konu edilen borcun kaynaklandığı kredi sözleşmesi “adiyen” düzenlendiği için, borçlunun sözleşmede yazılı adresine gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilemediği hallerde 7201 Sayılı Kanunun 35/son maddesinin uygulanması mümkün değildir. Ancak, aynı madde hükmüne göre (....kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine....) bildirilen adreslere gönderilen tebligatın adresten ayrılındığı için yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35.madde uygulanarak tebligat yapılabilir.
Alacaklı vekili İcra Mahkemesine sunduğu 03.02.2006 tarihli dilekçede; Mal Müdürlüğünden ve Esnaf Kefalet Kooperatifinden borçlunun adresinin araştırılmasını talep etmiştir. Bu yönde inceleme yapıldıktan sonra, kamu kurumu ve meslek kuruluşu niteliğindeki bu yerlerden gelecek cevapta belirlenen adresin icra dosyasında tebligat gönderilen adres olduğu saptanırsa T.K.nun 35/son maddesine göre yapılan tebligat geçerli olacaktır.
0 halde, Mahkemece yukarıda açıklanan araştırma yapılmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.
Şikayetçi/borçlu vekili vasıtasıyla eldeki şikayet başvurusunu yaparak ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu ifadeyle öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulünü istemiş; mahkemece şikayet kabul edilmiştir.
Alacaklı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde ayrıntısı açıklandığı üzere eksik inceleme ile karar verildiğine işaretle karar bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü temyize karşı taraf/alacaklı vekili getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olup olmadığı, bu cümleden olarak; alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine sunduğu 03.02.2006 tarihli dilekçedeki talebi de gözetilerek Mal Müdürlüğünden ve Esnaf Kefalet Kooperatifinden borçlunun adresinin araştırılmasının gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
İcra dosyasında bulunan “Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesi”nde Borçlu T.T.’ın adresi “Altı eylül Mahallesi Demirciler cad. no: 48 Ahmetli” olarak belirtilmiş olup, alacaklı da aynı adresi borçlu adresi olarak göstererek ve bu sözleşmeyi dayanak alarak 04.05.2005 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuş; ödeme emri borçlunun kredi sözleşmesinde yer alan adresine çıkartılmış; 06.05.2005 tarihinde muhatabın adresten ayrıldığından bahisle iade edilmiştir.
İcra müdürlüğü tarafından 18.05.2005 tarihli yazı ile A.tapu sicil müdürlüğünden adres araştırması yapılmış ve 25.05.2005 tarihli cevabi yazıda kayıtlarda borçlunun adresinin bulunamadığı bildirilmiştir.
49 Örnek Ödeme emri tebliği “. E. Mahallesi, D. caddesi No:.A.” adresinde TK 35.maddeye göre 31.05.2005 tarihinde yapılmış; eldeki şikayet ile bu tebligatın geçersizliği ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü istenmiştir.
İcra takibine konu borç ““Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesi”nden kaynaklanmakta olup; bu belge “adiyen” düzenlenmiş bir belge olmakla bu belgede yer alan borçlu adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının gerçekleştirilemediği hallerde doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Ne var ki, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine bildirilen adreslere gönderilen tebligatın adresten ayrılma nedeniyle yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan bu uygulanarak tebligat yapılabileceği de belirtilmiştir.
Şikayetçi/borçlu eldeki şikayeti vekili vasıtasıyla yapmış ve vekilin şikayet başvurusuna eklediği Turgutlu 1.Noterliğince tanzim olunmuş 11.05.2005 günlü vekaletnamede borçlu T.T.adresi “. E.Mah. D. Sk.No: . A./Manisa” olarak yer almaktadır. Ödeme emrinin adresten ayrıldığından bahisle tebliğ edilememe tarihi olan 06.05.2005 tarihinden sonra 11.05.2005 tarihinde borçlu noter huzurunda vekil eden sıfatıyla aynı adresi geçerli adresi olarak bildirmiştir.
Diğer taraftan, alacaklı vekili icra mahkemesine ibraz ettiği 03.02.2006 tarihli delil listesinde “A. Mal Müdürlüğü ve A.Esnaf Kefaletten adreslerin tahkikatı” istemine de yer vermiş olup bu talebin değerlendirilmesi halinde bu resmi mercilere bildirilen adresin de aynı adres olduğunun tespiti halinde 35. maddeye dayanılarak yapılan tebligatın geçerli olduğunun kabulü gerekecektir.
Öyle ise, mahkemece yapılacak iş; kamu kurumu ve meslek kuruluşu niteliğindeki Mal Müdürlüğü ve Esnaf Kefalet Kooperatifinden borçlunun adresi araştırılarak, bu yerlerden gelecek cevapta belirlenen adresin icra dosyasında tebligat gönderilen adres olduğu saptanması halinde, borçlunun vekil tayin ederken vekaletnamesinde gösterdiği adresin de aynı adres olduğunu da gözeterek, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olduğunu kabulle sonuca varmak olmalıdır.
Mahkemenin aynı hususlara işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire kararına uyması gerekirken önceki kararında direnmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 24.10.2007 gününde, oybirliği ile karar verildi.