1. Hukuk Dairesi 2016/16776 E. , 2017/253 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş, ancak davacı vekili 02/11/2016 tarihli dilekçesiyle duruşma talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, kayden maliki olduğu 5545 ada 32 parsel sayılı taşınmazı Maliye Hazinesinden ihale ile satın aldığını ve 25/07/2008 tarihinde adına tescil edildiğini, davalıların herhangi bir hakkı olmaksızın işgalci olarak taşınmazı kullandıklarını, davalılara ihtarname göndermesine rağmen işgalin sonlandırılmadığını ileri sürerek, haksız müdahalenin önlenmesine, davalılar tarafından inşaa edilen binaların yıkımına, taşınmazı edinme tarihi olan 25.07.2008 gününden dava tarihine kadar fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 20.000-Tl ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ziraat Bankası vekili, davacının mülkiyeti edinme sebebi olan ihalenin iptali için İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nin 2008/1373 Esas sayılı dosyası ile açtıkları davanın derdest olduğunu, taşınmazın banka tarafından bugüne kadar zilyet sıfatıyla kullanıldığını, zilyetliğin kendilerine dava dışı ... tarafından devredildiğini, ancak imzalanan zilyetlik devri sözleşmesinin gereğinin yerine getirilmediğinden geçen süre zarfında sözkonusu taşınmazın İstanbul 7. AHM’nin 1995/14 esas 2007 karar sayılı kesinleşen ilamı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, hükmen tescilden sonra 1.500.000.000 TL ecrimisil bedelinin Milli Emlak Daire Başkanlığı’na 13/03/2000 tarihinde ödendiğini, 4706 sayılı Yasanın 5/6. maddesi uyarınca 31/12/2000 tarihinden önce üzerinde yapılanma olan Hazine taşınmazlarının öncelikle yapı sahiplerine satılmak üzere ilgili belediyelere devredilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın belediyeye devredilmeden açık ihaleyle davacıya satılmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle, açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiştir.
./..
Bir kısım davalılar, duruşmadaki beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; bekletici mesele yapılan İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2008/1257 esas sayılı kesinleşen kararına göre uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı adına tapuya tesciline dayanak işlemin iptal edilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 32 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın tamamı Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken 4706 sayılı yasa kapsamında 16/06/2008 tarihli ihale ile davacıya satışı yapılmış ve ihalenin kesinleşmesi sonucu 25/07/2008 tarihinde davacı adına tescil edilmiştir. Davacı tarafından davalılara gönderilen Beyoğlu 10. Noterliği’nin 05/08/2008 tarih 23105 yevmiye numaralı ihtarname ile dava konusu taşınmaza müdahalenin sonlandırılması, üzerindeki muhtesatların yıkılması ve tescil tarihi olan 25.07.2008 tarihinden ihtarname tarihine kadar 20.000-Tl ecrimisil bedelinin ödenmesi istenilmiştir.
Davalılardan Ziraat Bankası’nın, dava konusu taşınmazın ihale işleminin iptali için İstanbul 3. idare Mahkemesi’nin 2008/1373 esas sayılı dosyası ile.. karşı iptal davası açtığı, mahkemece dava konusu taşınmazın satışına ilişkin ihale işleminde ve satışında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 30/12/2008 tarihinde red kararı verildiği ve sözü edilen kararın kesinleştiği, davada bekletici mesele yapılan İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2008/1257 esas sayılı dosyasında ise dava konusu taşınmazın satış işleminin iptali için davacılar tarafından ...’ne karşı 16/07/2008 tarihinde iptal davası açıldığı, İdare Mahkemesince 06/03/2009 tarihinli karar ile dava konusu taşınmazın 4706 sayılı yasanın 5/6. maddesi uyarınca öncelikle yapı sahiplerine satılmak üzere ilgili belediyeye devredilmesi gerektiği ve açık teklif usulü ile yapılan satış işleminde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal kararı verildiği, sözkonusu kararın Danıştay 13. Dairesi’nce onanıp, karar düzeltilmesi istemi de ret edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.
Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; davacı, kayden maliki olduğu 32 parsel sayılı taşınmaza davalıların el atmasının önlenmesine, davalılar tarafından inşaa edilen binaların yıkımına ve 25/07/2008-31/10/2008 dönemi için ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
../...
Hâl böyle olunca, mahkemece dava konusu taşınmazın zemin değeri esas alınarak ecrimisil isteğinin saptanması, ayrıca ihale ile satış işleminin iptaline kadar ki dönemde davacı malik olduğuna göre 25/07/2008-31/10/2008 dönemi için talep edilen ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan; el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından da, ihale işlemi iptal edildiğine göre, dava dışı Hazine tarafından tapu kaydının iptali ve tescil davası açılıp açılmadığı,dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.