23. Hukuk Dairesi 2014/6919 E. , 2015/2179 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki nama ifaya izin, alacak ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 10.01.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin ruhsat tarihinden itibaren 24 ay içerisinde bitirileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı yüklenicinin işi halen teslim etmediğini ve iskân ruhsatını almadığını, binada eksik işler bulunduğunu, gecikme nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, iskâna ilişkin eksiğin davalı namına ifasına izin verilmesini, kira kaybının ve eksik işlerden kaynaklanan müspet zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talep ettiği tüm hususların müvekkili tarafından karşılandığını ve bu konuda 27.05.2008 tarihli ibranamenin imzalandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar yargılama esnasında 27.05.2008 tarihli belgeyle birbirlerini ibra ettiklerinden konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar, davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 25.10.2011 tarih ve 2010/5684 E, 2011/6198 K sayılı ilamıyla, ibraname ile ilgili olarak düzenlenen bilirkişi raporunda davacının ismi altındaki imzanın davacıya ait olduğu açıklanmış ise de, bu raporda belgedeki isim ve imzalarda gözlemlenen sıkışıklık, düzensizlik konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, aynı bilirkişi, ek raporunda sıkışık olan kısımların boş yerlere yazılmış izlenimi verdiğinin açıklandığı, bu haliyle bilirkişi raporunun davacının itirazlarını cevaplar nitelikte olmadığı, bu durumda, konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile imzanın davacıya ait olup olmadığının ve belge üzerinde sonradan ilave yapılmış olup olmadığının saptanması, tutanakta imzası bulunan ve daha önce dinlenmeyen ...mesi, imzanın davacıya ait olduğunun saptanması halinde anlaşmaya aykırı olarak sonradan ilaveler yapıldığı hususunda davacıya, davalıya yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda, 27.05.2008 tarihli belge üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun ve belgenin üzerinde yer alan, “kira kaybı, kazanç kaybı ve her türlü zararlar için ayrıca iskân raporu çıkartılması için ... ..."a 20.000,00 TL teslim edilmiştir” ibarelerinin sonradan ilave edildiğinin bildirildiği, tanık Çağlar Kutlu"nun belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ve belge içeriğinin doğru olduğunu yazılı olarak bildirdiği, bilahare verdiği dilekçe ile de .../...
HMK"nın 250. maddesi uyarınca tanıklıktan çekildiği, tarafların da bu tanığın dinlenmesinden vazgeçtikleri, davacıya, belge üzerindeki ilaveler konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, davacının yemin teklifinde bulunmadığı, bu haliyle 27.05.2008 tarihli ibranamenin, üzerine sonradan eklendiği belirlenen ibareler hususunda ispat yükünü yerine getirmeyen davacıyı bağladığı gerekçesiyle, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.