Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/21-674
Karar No: 2007/747
Karar Tarihi: 17.10.2007

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-674 Esas 2007/747 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2007/21-674 E.  ,  2007/747 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tekirdağ  Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi
    TARİHİ : 16/03/2006
    NUMARASI : 2005/427-2006/39


    Taraflar arasındaki “tesbit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tekirdağ Asliye Hukuk İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.06.2004 gün ve 129-64 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 27.12.2004 gün ve 7602-11901 sayılı ilamı ile,
    (...1-Davacı 1.2.1996 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiğinin tesbitini istemiştir. Mahkemece istem kabul edilerek davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının 1.2.1996 tarihinde sona erdiğinin tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Gerçekten davacının Sosyal Sigorta ve Bağ-Kur şahsi dosyası incelendiğinde, 24.2.1994 tarihinden itibaren şirket kurucu ortağı olarak 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu, bu sigortalılık devam ederken 1.2.1996 tarihinden itibaren SSK’lı olarak çalışmaya başlamıştır. 506 sayılı Yasanın 3. madde ve 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi gereğince sigortalı olmak için başka bir sosyal güvenlik kuruluşu kapsamı dışında olma şartı getirilmiştir. Davacının ise 1994 tarihinde ...Müh. Mim. İnş. Taah.Ltd.şti. % 50 hisse sahipliğiyle şirket kurucu ortaklığı ile zorunlu Bağ-Kur’lu olarak kaydı yapılmış ve halen devam eden Bağ-Kur’luluğu olduğu da sabittir. Bu durumda 1994 yılından beri süregelen Bağ-Kur’luluğu varken davacının 1996 yılından beri 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı sayılarak, Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilmesi yasal olarak mümkün değildir.
    2-Öte yandan, mahkemece davacının 1.2.1996 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilerek, SSK  kapsamında sigortalı olduğu kabul edildiğinden SSK’nun da hak alanını ilgilendiren bu konuda adı geçen kurumun da davaya dahil edilerek katılımın sağlanması gerekirken bundan zühul edilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


            HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
              Dava, Bağ-Kur sigortalılığın (01.02.1996 tarihinde) sona erdiğinin ve davalı Kuruma borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
              Yerel mahkemece, ekonomik yönden baskın çalışmanın Sosyal Sigortalar Kurumunda geçtiği belirtilerek istemin kabulüne dair verilen karar, Yüksek Özel Dairesince yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
              Davacının, limited şirket ortaklığı nedeniyle Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve SSK kapsamında geçen çalışmaları nedeniyle anılan Kuruma prim ödemelerinin bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir.
              Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olması nedeniyle “çakışan sigortalılık” olarak da adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kanununa tabi olması hali, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3/I-(F) ve (K), 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 24/2-c madde hükümleri dikkate alınıp, sadece bir sosyal güvenlik kanununa tabi  sigortalılığa değer verilerek çözüme kavuşturulmaktadır.
                Ne var ki, 22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 13.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Kanunun Ek 19.maddesinde  “Bu Kanun ve  2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez...”
    Aynı Kanunun 14 üncü maddesiyle 1479 sayılı Kanuna eklenen Geçici 26. maddesinde ise “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31/3/2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar veya hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma  talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek 19 uncu madde hükmü uygulanır”
    Hükümleri getirilmiştir.
    Anılan maddeler uyarınca, Bağ-Kur’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır.
    Ek 19. madde, bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.
    Madde kapsamına giren ve aynı sürelerde başka sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak prim ödeyen sigortalılardan, Bağ-Kur sigortalılığının durdurulması istemi veya Geçici 26. maddede ifade edildiği üzere, prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar, bulundukları halde yapılandırma hakkını kaybedenler ile bu somut uyuşmazlıkta olduğu gibi aynı amaca yönelik dava açanlar hakkında, bu süreler çakışan sigortalılık olarak kabul edilmeyecektir.
    Davacının Bağ-Kur prim ödemeleri dikkate alındığında Bağ-Kur sigortalılığının durdurulmuş sayılarak, kayda geçmiş Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılığına geçerlik tanınmasında yasal zorunluluk bulunmaktadır.
    Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, yerel mahkemenin Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılığına değer veren kararında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
    S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 17.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

     


     
     
     

     


     
     
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi