Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/68
Karar No: 2019/9850
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/68 Esas 2019/9850 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/68 E.  ,  2019/9850 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı ... l"un ... İli ... Mah. ... Cad. No:12 adresinde faaliyet gösteren bir esnaf işletmesi olduğunu, bu işyerinin müvekkili tarafından 03/07/2011 başlangıç, 03/07/2012 bitiş tarihli sigorta poliçesi ile sigortalandığını, 05/12/2011 tarihinde işyerinin bulunduğu bölgede doğalgaz alt yapı çalışmalarının yapıldığı sırada sigortalı işyerinin bulunduğu binanın atık su hattının, doğalgaz alt yapı çalışmalarını yapan davalı şirket tarafından gerekli özen ve dikkat gösterilmeyerek kusurlu olarak kırılmasına sebebiyet verildiğini, daha sonra davalı şirketin atık su hattının üzerine gerekli onarımı yapmaksızın toprak dökerek kapattığını ve tıkanıklığa sebebiyet verdiğini, atıksu hattındaki tıkanıklık nedeniyle tahliye olmayan atık suların geri tepmesi neticesinde sigortalı işyerinde zarar ve hasar oluştuğunu, bu olayların vuku bulmasının hemen ardından sigortalı işyerinin sahibi tarafından müvekkili sigorta şirketine ihbarda bulunulduğunu, akabinde müvekkili sigorta şirketi tarafından olay yerinde hemen ekspertiz çalışmalarının başlatıldığını ve yapılan ekspertiz çalışmaları neticesinde işyerinde oluşan zarar ve hasarların tespit edildiğini, sigortalının işyerinde ortaya çıkan hasarlar ve zararların müvekkili sigorta şirketince sigortalısına ödendiğini ve ödemeye ilişkin olarak ibraname alındığını, halefiyet ilkesi uyarınca müvekkili şirket tarafından öncelikle davalı tarafa rücu mektubu gönderildiğini, olumlu bir sonuç alınamaması üzerine de ...
    2. İcra Müdürlüğünün 2012/4488 sayılı dosyası ile zarara sebep olan davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin, takibe, borca ve ferilerine haksız ve dayanaksız biçimde itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ve sair hususlara ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava işyeri sigortasından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
    Mahkemece dosya içerisindeki ekspertiz raporunun, meydana gelen zarar ile zarara sebebiyet verdiği öne sürülen davalı şirketin eylemi arasındaki illiyet bağının ispatı bakımından tek başına yeterli kabul edilemeyeceği, alınan bilirkişi raporlarında sigortalı işyerinde meydana gelen zarara, yapılan doğalgaz kazı çalışmasının zarar verdiği hususunun net olarak belirlenemediği, olay ve sonuç arasındaki illiyet bağının ispatı bakımından tanık bildirmesi için süre verilen davacı vekilinin bu hususta tanık bildiremediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Şöyle ki; mahkemece sigorta hukukçusu ve tekstil mühendisi bilirkişiden alınan 23.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu rizikonun davalının haksız fiilinden yahut kusurundan kaynaklandığının uzman inşaat mühendisi bilirkişi tarafından saptanması halinde şayet davalının kusuru varsa kusuru oranında davacının davalıya rücu hakkının olabileceği belirtilmiş, mahkemece inşaat bilirkişiden alınan 16.3.2015 tarihli raporda; tesbitin dosyada yer alan ekspertiz raporundaki resimler baz alınarak yapıldığı, resimlerde Yükçülük sokak tarafında yapılan kazılar esnasında binanın ana gider borusu olarak iddia edilen bir borunun kırık olduğu ve etrafının toprakla çevrili olduğunun görüldüğü, ancak bu borunun iddia edildiği gibi ana gider borusu mu olduğu, o anki kazı aşamasında mı kırıldığının bilinmediği, zararın sadece buranın tadilatının yapılmasının akabinde mi giderildiği yoksa üst katlarda da herhangi bir yabancı cisim nedeniyle mi tıkandığının anlaşılamadığı, binanın oldukça eski olduğu, boruların ekonomik ömrünü
    tamamlamasının da söz konusu olabileceği, dosyada yapılan tadilata esas hazırlanan herhangi bir belge ya da tutanak olmadığından tadilatın ayrıca içerden geçen borulardaki değişimi kapsayıp kapsamadığının anlaşılamadığı, resimler yanyana incelendiğinde emin olmamakla beraber tesisat borularının benzerlik arzettiği, belediyeden temin edilecek ruhsata esas onaylı sıhhi tesisat projesi ve kanal kotu tutanağında yer alan ifadelerin makine mühendisi tarafından incelenmesi gerektiği belirtilmiş, akabinde mahkemece inşaat bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişiden alınan 30.09.2015 tarihli raporda ise "binanın atık su tesisat borularının uygulama projesindeki şekil ve ölçülere göre yapılmış olduğu, meydana gelen arıza ve hasarın anlatıldığı şekilde olduğunu gösteren herhangi bir tesbitin bulunmadığı, "bina dışındaki doğalgaz alt yapı çalışması esnasında bağlantı borusunun kırılmış ve tıkanmış olması sonucu bodrum katı atık su basması" olayının meydana gelmiş olabileceği" belirtilmiş, yine dosya içerisinde bulunan 14.12.2011 tarihli sigorta ekspertiz raporunda da hasara neden olan atık su hattının tıkanması sebebiyle ilgili bölgede alt yapı çalışması yapan doğal gaz firmasının binaya ait atık su hattını kırması ve üzerini toprakla kapatması sonucu tıkanıklık olduğu, tıkanan hat boyunca tahliye olamayan binaya ait tüm atık suyun geri teperek ilk çıkış noktası olan sigortalı işyeri zemin kat wc giderinden geri teptiği ve bodrum kat tavanından geçen atık su sıva üstü hattının patlamasıyla bodrum kattaki emtiaların üzerine akarak hasar verdiği belirtilmiştir.
    Mahkemece alınan 23.10.2014 tarihli bilirkişi raporu rizikonun kaynağının uzman inşaat bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini belirtmekle sonuca ulaşmada yetersiz kalmıştır. Yine mahkemece inşaat bilirkişiden alınan 16.3.2015 tarihli raporda da tam bir belirleme yapılamamış olup inşaat bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişiden alınan 30.09.2015 tarihli raporda ise ekspertiz raporunu doğrulayan birtakım tesbitlere yer verilmiştir. Bu itibarla alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye elverişli değildir.
    O halde mahkemece o bölgede çalışma yaptığı sabit olan davalı şirkete ait projelerin getirtilerek davacı tarafça sigortalı olan işyerinin bulunduğu binaya ait boruların yakınında çalışma yapılıp yapılmadığı tesbit edilerek ve daha önce alınan bilirkişi raporları da değerlendirilerek 2 inşaat mühendisi ve 1 makine mühendisinden oluşacak heyetten yeni bir rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya geri verilmesine, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi