11. Hukuk Dairesi 2017/2360 E. , 2018/8078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/10/2016 tarih ve 2016/607-2016/622 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, ...Holding çalışanı davalı ..."ın Holding bünyesinde yüksek faiz veren madencilik fonu olduğunu söylemesi üzerine, 14.09.2000 tarihinde 10.000,00 TL"yi adı geçen davalıya teslim ettiğini, karşılığında ...Bank A.Ş."ye ait hesap cüzdanı verildiğini, 31.10.2010 tarihinde..."a el konulması üzerine ortada bir dolandırıcılık olayı olduğunun anlaşıldığını, davalıların zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek davacının yatırdığı 10.000 TL" nin ve 120.000,00 TL munzam zarar olmak üzere toplam 130.000,00 TL" nin ihtar tarihi olan 19.11.2009 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı Banka vekili, yetki, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı ..., savunmada bulunmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, vadeli mevduat cüzdan fotokopisinde dava konusu olayın işlem tarihinin 14.09.2000 ve vade sonunun 14.09.2001 olarak görüldüğü, davacının bu tarihte veya makul sürenin sonunda dolandırıcılığı öğrendiğini kabul etmek gerektiği, dava tarihi itibariyle 818 Sayılı Borçlar Kanunu 60. maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden davalı ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, diğer davalılar hakkında verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu davalılar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili ve munzam zararın tazmini istemlerine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesinde, haksız fiil nedenine dayalı tazminat davasının, zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, haksız fiilin aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olması ve Ceza Kanunu’nda fiil bakımından daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi halinde, uzamış zamanaşımı süresinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Mahkemece, dava tarihi itibariyle 818 Sayılı Borçlar Kanunu 60. maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davalı Banka hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de, davacı vekili, dava konusu eylemin ... 21. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/122 esas sayılı dosyasında yargılama konusu yapıldığını, dava dosyasının derdest bulunduğunu bildirdiğine göre, somut uyuşmazlıkta uzamış zamanaşımı süresi olan ceza zamanaşımı süresinin uygulanıp uyugulanmayacağı konusunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.