20. Hukuk Dairesi 2017/5640 E. , 2017/2405 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 25/10/2016 gün ve 2016/4393 E. - 9517 K. sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 20/11/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 53 (eski 549) parsel sayılı 23669 m² taşınmaz hakkında, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2007 gün ve 2005/123 - 2007/343 sayılı dosyasında ... şerhinin silinmesi davasının reddine karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tapu iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra 04/02/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçe ile dava değerini 3.860.689.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 3.860.689.-TL tazminatın tapu iptali tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı ... vekilleri tarafından duruşma istemli olarak temyizi üzerine Dairemizin 25/10/2016 gün ve 2016/4393 E. - 2016/9517 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [“1) İncelenen dosya kapsamına ve aşağıdaki bentde açıklanacak nedenlere göre, davacı tarafın, taşınmazın değerinin düşük belirlendiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
2) Davalı ... temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal satış yöntemine göre hesaplanan değer dikkate alınmak suretiyle tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına uygun değildir.
Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; her ne kadar dava dilekçesinde tapunun iptal edildiğinden sözedilmişse de; davacının bildirdiği ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/123 sayılı dosyasında tapu kaydının iptaline karar verilmemiştir. Sözü edilen dava, çekişmeli 549 parselin tapu kaydında bulunan "... sınırı içinde kalmıştır" şeklindeki şerhin silinmesi davası olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Tapu kaydı henüz iptal edilmediğine ve mülkiyetin kaybından söz edilemeyeceğine göre, davacının şu aşamada tazminat isteme hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar ... şerhi tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte ise de ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan,
tapu maliki tarafından da kesinleşmiş ... kadastro sınırları içinde kalan bölümün, maliki olduğu parselden ifrazı ve bu bölümün mülkiyetinin kaybı nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamakta ise de davacının böyle bir talebi bulunmamaktadır. Hâkim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK. madde 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re"sen bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK.md.24/l).
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi vakıanın değerlendirilmesinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir." denilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan karar düzeltme dilekçesinde; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/05/2016 gün ve 2015/2546 E. - 2016/5874 K. sayılı emsal bozma kararında da açıklandığı üzere davalı idareyi tapu iptali tescili için dava açmaya zorlayamayacaklarını, tapu kaydına konulan ... şerhi nedeniyle esasen tasarruf haklarının kısıtlandığını, tazminat davası açmamaları halinde şerhin konulduğu tarihten yada şerhin kaldırılması isteminin reddine ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresini kaçırmış olacaklarını, bu davayı açmakta zorunlu olduklarını, ayrıca ... Genel Müdürlüğüne izafeten ... ... İşletme Müdürlüğünün ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/671 esasında tapu iptali tescili davasını açtıklarını, bunun dikkate alınarak yerel mahkeme kararının onanmasını, şayet karar bozulacak idiyse taşınmazın değerinin saptanması yönünden; çekişmeli taşınmazın turizmi teşvik alanı içinde kaldığını, taşınmazın karşısında ... villalarının bulunduğunu m² bedellerinin 700.00.-TL/m² olduğunu, yine bölgede 5 yıldızlı turistik oteller inşa edildiğini, yakın yerlerde termal sıcaksu bulunduğunu, taşınmaza biçilen değerin az olduğunu ve ayrıca faizin yürütülme tarihi itibariyle de yerel mahkeme kararının düzeltilmesini, açıklanan nedenlerle değerlendirme yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesine ilişkin kesin bozmayı içeren Daire kararının kaldırılarak düzeltilmesini talep etmiştir.
Dosyada bulunan yazılı kanıt ve belgelerin karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen ve bozma kararından sonra ortaya çıkan hukuki nedenlerin yeniden incelenmesinde;
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydına konulan ... şerhi nedeniyle 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen ... kadastrosu, 1993 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1964 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 53 (eski 549) parsel sayılı 23.669 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmaz, yörede 1964 tarihinde 766 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan tapulamada Aralık 1951 tarih 115 sıra numaralı tapu kaydı revizyon gösterilerek ... adına 23.05.1965 tarihinde tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı ... taşınmazı 10/07/1991 tarihinde 1294 yevmiye ile satış suretiyle satın almış ve adına tescil edilmiştir. Taşınmazın satışı tarihinde tapu kaydı üzerinde herhangi bir beyan ve şerh yoktur. Satış işleminden sonra çekişmeli taşınmazın tapu kaydı üzerine; 21/061994 tarih 1572 yevmiye ile “... sınırları içine alınmıştır”, 27/061995 tarih 1466 yevmiye ile “bu parselin tamamı 6831 sayılı Kanun gereğince ... sınırları içinde kalmıştır”, 05/01/2012 tarih 37 yevmiye ile de “taşınmazın tamamı 129 ada 1 parsel olarak tescilli ... sınırı içinde kalmaktadır” şerhleri konulmuştur.
Davacı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2007 gün ve 2005/123 - 2007/343 sayılı dosyasında ... şerhinin silinmesi istemiyle açılan davanın reddine karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.05.2008 gün ve 2008/3546 E. - 8015 K. sayılı kararı ile onanmış ve taraflara tebliğden sonra karar düzeltme yoluna başvurulmadığından hüküm 10/07/2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Eldeki dava ise; 20/11/2014 tarihinde açılmıştır.
Dairenin 25/10/2016 gün ve 2016/4393 E. - 9517 K. sayılı bozma kararından sonra ... Yönetimince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/671 esasında kesinleşen ... kadastrosuna dayalı olarak tapu kaydının iptali ve tescil davası açılmış olup yargılaması halen devam eden dosyanın duruşması 24/04/2017 günün bırakılmıştır.
Dava konusu taşınmazın tapusu halen davacı adına olmakla beraber, ... şerhi tapu malikinin tasarruf yetkisini kısıtlar nitelikte olduğundan ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş ... kadastro sınırları içinde kalan bölümlerin, maliki olduğu parselden ifrazını ve bu bölümün mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamaktadır.
Her ne kadar, davacının dava dilekçesinde ... olan kısım açısından tapu iptaline ilişkin bir talebi yok ise de; bu kısım yada kısımlar açısından tazminat talebinde bulunduğuna göre tazminat isteminin tapu iptali - tescil istemini de içerdiği kabul edilmelidir, kaldı ki, dosyaya yansıyan bilgilere göre ... Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazın tapusunun iptali için ayrı bir dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu belirlendiğine göre,mahkemece her iki dosyanın birleştirilerek taşınmazın ... tahdit hattı içinde kalan kısmı belirlenmeli, tazminat istemine dayanak yapılan taşınmazın tapu kaydı tazminat davasının açıldığı tarih itibari ile henüz iptal edilmemiş olduğundan iş bu tazminat davasının tarihi değerlendirme tarihi olarak kabul edilmeli ve değerlendirme tarihi itibari ile taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmazın arsa vasfında olduğu belirlenirse emsal karşılaştırması yapılarak; arazi vasfında olduğu belirlenir ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için mahallinde keşif yapılarak alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre bedel belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25/10/2016 gün ve 2016/4393-9517 E.K. sayılı BOZMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 04/02/2016 gün ve 2014/972 E. 2016/96 K. sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.