11. Hukuk Dairesi 2017/2508 E. , 2018/8075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/09/2016 tarih ve 2015/119 E. - 2016/119 K. sayılı kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 24/03/2017 tarih ve 2017/5-2017/288 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin 1976 yılından bu yana ... merkezli olarak uluslararası çapta deri ve deri ürünlerinin işlenmesi makineleri yapımında faaliyet gösterdiğini, sektörde kendisini kabul ettirerek yerli malı makine imalatı sanayinde sektörünün lideri haline geldiğini, 2003/15417 sayılı davacı şirkete ait ... ana unsurlu, şirketin unvanı ve şekilden oluşan markanın 7. sınıftaki "Deri ve kumaş eşyaların üretimi için makinalar: Dikiş makinaları, nakış makinaları, overlok makinaları, ilik açma ve dikme makinaları, kesim makinaları..." ile 37. sınıfta yer alan "Makinelerin tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri; elektrikli aletlerin tesis ve tamiri hizmetleri, ofis makine ve ekipmanlarının tesisi, bakımı ve tamiri (büro araç, daktilo gibi ürünlerin servisi) hizmetleri, bilgisayar donanımlarının tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri.." emtialarında tescilli olduğunu, davacının ayrıca 2015/08283 sayılı 7. ve 35. sınıflarda tescilli "..." markasının da bulunduğunu, davalıların yasal hakkı olmaksızın anılan ibareyi davacı markasının tescilli olduğu emtialarda kullanmak suretiyle davacının haklarını ihlal ettiğini, davalıların kendilerini davacı firmanın şubesiymiş gibi gösterecek mahiyette "..." şeklinde kullanımlarının mevcut olduğunu, davalılara ait 2010/01069 numaralı "UDM ..." markasının 556 sayılı KHK"nin 8/1-b maddesi kapsamında davacıya ait marka ile iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu ileri sürerek, davalıların marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin tespitine, önlenmesine, markalara tecavüz teşkil eden her türlü tanıtım vasıtası dahil olmak üzere ürünlerin zapt edilmesine, el konulan ürünler üzerindeki markaların silinmesi veya mümkün olmaması halinde bu ürünlerin imhasına, tecavüz yönünde verilecek mahkeme kararının masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına, davalıların eylemlerinin ticaret unvanına da tecavüz ettiğinin
tespitine, davalıların ticaret unvanı veya işletme adı olarak “...” ibaresini kullanmaktan men edilmelerine, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların bu eylemleri nedeniyle şimdilik 5.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davalılara ait “www.usak....com” alan adına erişimin engellenmesine, davalılara ait 2010/01069 tescil numaralı "UDM ..." markasının davacı adına tescilli markalar ile iltibas teşkil edecek mahiyette benzerlik göstermesi, aynı zamanda kötüniyetli tescilin varlığı nedeniyle tüm emtialar ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, yasal süreler içinde açılmayan davanın zamanaşımına uğradığını, davalıların 15.08.2011 tarihinden itibaren dava konusu "..." markasının fiili olarak kullanımını sonlandırdığını, UDM ... markasının davalılar adına tescilli bir marka olması nedeniyle tescilli markayı kullanmalarının tazminata sebep olamayacağını, davacının davalılara ait markayı daha önceden bildiğini, markaların birbiri ile iltibas tehlikesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 2010/01069 nolu tescilli markasının emtiları arasında "deri tekstil makineleri" bulunmamasına rağmen bu makineleri üretip sattığı konusunda bulgulara ulaşıldığı, davacının tecavüz nedeniyle yoksun kaldığı kârın 6.078,93 TL olarak hesaplandığı, davalı markası tescil edildiği emtialar ile birlikte değerlendirildiğinde markalar arasında ortalama tüketici açısından benzerlik bulunmadığı, markaların emtiasının farklı olduğu, bu nedenle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davacının unvan terkini istemi yönünden yapılan incelemede, davalıların terkine esas olabilecek "..." ibareli bir ticaret unvan kaydına rastlanmadığı, deri makineleri imalatı bakımından davalının markasında emtia tescili yer almadığından davalının kullanımlarının davacı markasını ihlal ettiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile davalının fiilen "..." ibaresini öne çıkartmak suretiyle davacıya ait tescilli marka ve ticaret unvanının kılavuz sözcüğünden haksız yararlanmak suretiyle deri makineleri alanında üretim ve ticaret yapmasının markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu tarz faaliyetlerinin önlenmesine, tecavüzlü üretim ve satışa son verilmesine, durdurulmasına, tecavüzlü tanıtım ve reklam gereçlerine el konularak kaldırılmasına, silinmesi mümkün değilse imha edilmesine, anılan ticari faaliyet bakımından davalıların "..." ibaresini kullanmasına son verilmesine, "usak....com" sitesinin erişime kapatılmasına, 5.000 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminatın değişen oranlı ticari faiziyle davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline, davalı adına kayıtlı 2010/01069 nolu "UDM ..." markanın hükümsüzlük koşulları oluşmadığından hükümsüzlük isteminin reddine, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderleri davalıya yüklenerek ilan edilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince, davacının davaya dayanak yaptığı 2003/15417 sayılı ticaret unvanı ve şekilden oluşan markada "..." ibaresinin ayrıca öne çıkarılmayıp ticaret unvanıyla bir bütün olarak tescil ettirildiği, davalının "UDM ... Uşak" ibareli markasının tescil aşamasında davacının itirazı üzerine ... Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından benzer görülen mal ve hizmetlerin çıkarıldığı, davacının bu konudaki itirazını devam ettirmeyerek davalı markasının mevcut haliyle tescil edilmesine karşı çıkmamış olduğu, davacının işaret ve kapsamını bildiği davalı markasının tescil edildikten ve piyasada bu şekilde faaliyet gösterdikten sonra hükümsüzlüğünü istemesinin iyi niyet kurallarına da aykırılık oluşturduğu, "..." ibaresinin sektörde değişik firmalar tarafından da kullanıldığı, bu durumda davacının sektörde başka firmalar tarafından da yaygın olarak kullanılan bir ibareyi marka olarak tescil ettirmesinin başkalarının da aynı ibareyi ayırt edici ek ve unsurlarla birlikte marka olarak tescil ettirmesini engelleyemeyeceği, davacının marka hakkına tecavüzden kaynaklanan zararının hesaplandığı ve davacının talebiyle bağlı kalınarak hüküm altına alındığı, mahkemece verilen hükmün dayandığı gerekçede, kurulan hükümde ve hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlarda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargılama ve saptanan somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken hukuk kuralları, bakımından yapılan incelemede dava konusu işaretlerin asıl unsurlarının “...” ibaresinden oluşması nedeniyle işaretler arasında benzerlik bulunmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi karar gerekçesi yerinde olmadığı gibi, hükümsüzlük davasının 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması karşısında davacının kötü niyetli sayılacağına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesi de yerinde olmamasına karşın, hükümsüzlük davasına konu markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin benzer tür olmadıkları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.