Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/4038 Esas 2018/1009 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4038
Karar No: 2018/1009
Karar Tarihi: 22.03.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/4038 Esas 2018/1009 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olma suçuna dair verilen mahkumiyet kararına istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebepleri dikkate alındıktan sonra temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı için işin esasına geçildi. Sanığın örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığı, tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği anlaşıldı. Ancak, hazırlık aşamasında şüpheli sıfatıyla müdafii ile ifade veren bir kişinin sanığın kendisi ile paylaştığı emniyet içinde elde ettiği bilgileri göz önünde bulundurarak sanığın eylemlerinin görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturabileceği görüldü. Bu nedenle, 3713 sayılı Kanunun 8/A maddesi tatbik edilerek fazla ceza tayini yapılmış ve bu nedenle hüküm bozuldu. Ancak, bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve hükmün sadece düzeltilmesi gerektiği belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri şöyle: TCK'nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 61, 3/1, 257/1 ve 63 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve 8/A maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2017/4038 E.  ,  2018/1009 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1, 8/A maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Her ne kadar 5271 sayılı CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada taraflara okunup tartışılmasından sonra sanığın örgütteki konumu itibariyle temel cezanın alt ve üst sınırlar arasında TCK’nın 61. ve 3/1. maddelerinde düzenlenen ölçüt ve ilkeler çerçevesinde belirlenmesi sonucunu doğuracak tespit ve değerlendirme raporunun hüküm tarihinden sonra geldiği görülmekte ise de; aleyhe temyiz olmaması ve Bayburt Emniyetinde İstihbarat Şubede görev yapan ve atılı suçlamayı kabul etmeyen, kendisine ait ... numaralı GSM hattında ... IMEI no"lu cihazla ilk tespiti 02.10.2014 tarihi olarak belirlenen ve ... nolu GSM hattında ... IMEI no’lu cihazla ilk tespiti 11.08.2014 tarihi olarak belirlenen FETÖ/PDY üyeleri ve yöneticilerinin kendi aralarında mesajlaşmak için kullandıkları BYLOCK programını yüklendiği belirlenen sanığın dinlenen tanıkların beyanlarına göre bu yapının içinde olduğunun anlaşılması karşısında; örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığı, sanık ile ilgili hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Hazırlık aşamasında şüpheli sıfatıyla müdafii ile ifade veren ... isimli şahsın sanığın emniyet içinde elde ettiği bilgileri kendisi ile paylaştığına dair beyanlarına göre sanığın eylemlerinin TCK’nın 257/1. maddesinde düzenlenen görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturabileceği görülmekte ise de; kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, olayda uygulama yeri bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 8/A maddesi tatbik edilmek suretiyle fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün üçüncü fıkrasının bütünüyle ve dördüncü fıkrasındaki “10 yıl 7 ay 15 gün” ibaresinin çıkarılarak yerine “6 yıl 13 ay” yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.