13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/27039 Karar No: 2019/2512 Karar Tarihi: 26.02.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/27039 Esas 2019/2512 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/27039 E. , 2019/2512 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile .... Vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/05/2016 tarih ve 2015/268-2016/531 sayılı hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu. KARAR Davacı, 01.10.2007 tarihinde imzalanan sözleşmeyle taşınmaz aldığını, taraflarca taşınmaz üzerinde 3 katlı 12 adet bağımsız bölümün inşa edilmesinin kararlaştırıldığını, 24.10.2007 tarihinde kat irtifakıyla adına oluşturulan tapu kaydına göre konutun arsa payının 1/14 olduğunu, taşınmaza ilişkin tüm işlemlerin yapılması için verdiği vekaletle haberi olmadan belediyeden izin alınarak yeni kat çıkıldığını, taşınmaz üzerinde 3 kat, 12 adet bağımsız bölüm yerine 4 kat, 16 adet konut inşa edildiğini, 26.06.2009 tarihinde kat mülkiyetine göre adına oluşturulan tapu kaydında taşınmazın arsa payının 1/24 olduğunu, fazladan konut yapılarak arsa payının azaltıldığını ve alınan vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ileri sürerek oluşan zararından şimdilik 9.000.00 TL"sının tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile 9.000,00 TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK.’nun “Hükmün tazvihi” başlıklı 305. maddesinde;’’(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.’’ aynı kanunun “Tazvih talebi ve usulü” başlıklı 306. maddesinde ise;“(1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. (2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. (3)Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Davacı vekilinin, 15.06.2016 tarihli gerekçeli kararın tarafına tebliği üzerine aynı tarihli vermiş olduğu dilekçe ile, davanın kabulüne karar verildiği halde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek tazvih talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, tazvih talebine ilişkin olarak yukarıda anılan usul hükümleri gereğince işlem yapıldıktan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.