11. Hukuk Dairesi 2018/2379 E. , 2018/8069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/06/2016 tarih ve 2012/281-2016/143sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, devre mülk olarak projelendirilen Bodrum, Gümüşlük, ... mevkiinde 1759 ve 1760 parsel sayılı taşınmazlarda inşa olunan... Tatil Köy unvanlı tatil kompleksinin, 1993 yılında maliklerin hizmetine açıldığını, tatil köyü kurucuları ile ...Tatil Köy Aş ve... Tur İşl. Aş ortakları arasında meydana gelen sorunlar sebebiyle şirket ortakları arasında düzenlenen 16/06/1997 tarihli bir protokol ile şirkette kalanlar ile hisselerini devir ederek ayrılanlar arasında düzenlenen protokol ile tarafların karşılıklı edimler yüklendiğini, taahhütlerde bulunduğunu, davalıların edimlerini ifa etmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla,... Tatil Köyü"nün 89 adet iki katlı villalardan oluşan devre mülklerinin Bodrum, Gümüşlük, Koyunbaba ... mevkiinde 1759,1760 parsel sayılı taşınmazda olup olmadığının, devre mülkler ile sosyal tesislerin ayrılması halinde devre mülklerin değer kaybına uğrayıp uğramayacağının tespiti ile, davalılar ve davacı arasında düzenlenen sözleşme uyarınca tapuları verilmemiş olan 1759 parsel sayılı taşınmazda bulunan P60 A 01-15 Ağustos, P60 A 15-30 Ağustos, P59 A 15-30 Temmuz, P56 B 15-30 Temmuz, P80 B 01-15 Ağustos, P29 A 01-15 Ekim nolu devre mülklerin tapularının iptali ile müvekkili ... adına tesciline, dava konusu devre mülklerin tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmemesi halinde devre mülklerin rayiç bedellerinin tespiti ile bedellerinin tazminat olarak davalılardan tahsiline, dava konusu devre mülklerin teslim edilmemesi nedeniyle ihtar tarihi 09/10/2012 tarihinden itibaren kira bedellerinin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ihtar tarihinden itibaren tespit edilecek alacağa ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, devre mülkleri devretme yükümlülüğünün ...Tatil Köyü AŞ ve... Tur İşl AŞ"ye ait olduğunu, diğer davalı müvekkillerinin söz konusu devre mülkleri devretme yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkillerinden ..."nun dava konusu edilen sözleşmenin tarafı olmadığını, bu sebeple işbu müvekkilleri ve husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davacı ..."un işbu davayı açma hakkının bulunmadığını, tazminat ya da kira parası talep etme hakkının bulunmadığını, dava ile ilgili davacının taleplerinin daha önce Bodrum 1. ASHM"nin 19/04/2005 tarih, 2004/46 esas, 2005/248 karar sayılı ilamı ile karara bağlandığını ve işbu kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı ile davalılar arasında yapılan 16.06.1997 tarihli ve bir kısım devre mülk haklarının davacıya devrini içeren satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yani noter huzurunda yapılmadığı, adi yazılı bir sözleşme olduğu, ayrıca protokol ekinde bulunan devre mülk listesinin incelenmesinde davacının davaya konu yaptığı devre mülklerin sözleşme tarafı olmayan üçüncü şahıslara tahsis edilmiş olduğu, her ne kadar talep konusu yapılan devre mülklerin mülkiyet sahibi olduğu listede belirtilen... Danışmanlık LTD. ŞTİ ve ... tarafından 17.06.1997 tarihli adi yazılı devir sözleşmesinde davaya konu yapılan devre mülklerin tapularının kendilerine verilmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen bu haklarından feragat ettikleri ve anılan devre mülklerin tapularının davacıya verilmesine kayıtsız şartsız muvafakat ettikleri belirtilmiş ise de; anılan kişilerin sözleşme tarihinde henüz malik olmadıkları gibi, diğer maliklerin onayı olmadan devre mülk devir işlemi yapamayacakları, davacı ile... Danışmanlık LTD. ŞTİ. ve ... arasında yapılan 17.06.1997 tarihli devir sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, 16.06.1997 tarihinde imzalanan protokol hükümleri gereği tapu tescillerinin yapılmadığı iddia edilen 6 adet devre mülkün tapularının devri ve tescili, mümkün olmadığı taktirde bedellerinin tahsili ve ecrimisil taleplerine ilişkindir. Mahkemece, diğer gerekçelere ek olarak esasen 16.06.1997 tarihli protokolün adi yazılı şekilde hazırlandığı, devre mülk devrini içeren sözleşmelerin resmi yazılı şekil şartına tabi olduğu, aynı şekilde dava dışı kişiler ile davacı arasında imzalanan 17.06.1997 tarihli devir sözleşmesinin de resmi yazılı geçerlilik şartını taşımadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Oysa, Dairemizin emsal nitelikteki (2000/5430 Esas, 2000/6618 Karar ve 11.09.2000 Tarih) kararında da belirtildiği üzere, her ne kadar tapulu bir taşınmazın haricen devri sonucunu doğuran sözleşmeler (BK"un 213, MK"nun 706, Tapu Kanunu 26) geçersiz ise de, davacının üzerine düşen edimini yerine getirmesi ve davalının da edimlerin büyük bölümünü yerine getirmesinden sonra, şekle aykırılığa dayanarak geçersizlik iddiasında bulunması dürüstlük kuralına aykırı ve adalet duygularını ağır şekilde zedeleyici olabilir. Kanunda özel bir hüküm bulunmadıkça, zorunlu şekil şartına aykırılık nedeniyle geçersiz bir sözleşmede ifanında geçersiz kalması genel kural ise de, söz konusu geçersizliğin ileri sürülmesinin hukukun genel ilkeleri arasında yer alan TMK"nun 2 nci maddesinde yazılı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmesi halinde geçersizlik müeyyidesi uygulanamaz. Ayrıca, her ne kadar taşınmaz devri, noter önünde satış vaadi sözleşmesi veya tapu sicil memuru önünde bizzat devir gibi resmi şekil şartına tabi ise de, ortaklar arasında şirketler hukukuna özgü bir biçimde, bir tür tasfiyeyi içeren protokol hükümlerinin ilke olarak geçerli olduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece, uyuşmazlığın yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ele alınması, sözleşme üstlenilen edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup doğru görülmemiştir.
2-Öte yandan, 17.06.1997 tarihinde davacı, eşi ...’un ve ortağı olduğu... Danışmanlık Ltd Şti’nin imzaladığı temlik sözleşmesi hükümlerine dayanarak, 16.06.1997 tarihli protokol hükümleri uyarınca adı geçen bu kişiler lehine tescilinin yapılacağı belirtilen 6 adet gayrimenkulün kendi adına devir ve tescilini talep ettiğine göre, işlem dava sonunda oluşacak karar ile meydana gelen hukuki durumdan temlik eden eş ve şirketin hukuki statülerinin de etkilenebileceği gözetilmek suretiyle, bu davada taraf olmaların temini amacıyla adı geçenler aleyhine de dava açılması sağlanıp iş bu dava ile birleştirilmesinden sonra yukarıda (1) nolu bentte açıklandığı üzere, 16.06.1997 tarihli protokol ile tarafların üstlendikleri edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiği halde davalı tarafça resmi şekil şartına aykırılığın ileri sürülmesi halinin MK 2. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmayacağının tartışılması ile sonuca ulaşılması gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sar temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.