Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip de borçlu vekili; icra dosyasında müvekkili ile ilgili olarak 6 aydan fazla işlem yapılamdığını, dosyada yapılan işlemler itibariyle TTK.nun 726. md. Öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu ve çekin zamanaşımına uğradığını belirterek, İİK.’nun 33.-71 maddeleri uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, TTK"nun 726. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı ve henüz bu sürenin de dolmadığından bahisle istem reddedilmiştir.
03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı kanunun 7. maddesiyle değişik 6762 Sayılı TTK"nun 726. maddesine göre; “Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar.”
İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani, geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun; 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K.; 13.10.2004 gün ve 2004/10-528 E., 2004/533 K.; 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.
Bundan ayrı, devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural, "derhal yürürlüğe girme" (I"etfet immediat de la loi novelle) niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Tamamlanmış hukuki durumların yeni yasa veya düzenleyici kuraldan etkilenmemesi, kazanılmış hakların saklı tutulması gereğinden kaynaklanan bir sonuçtur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 2. maddesi hükmüne göre, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Kazanılmış hak kavramı, her ne kadar açık bir biçimde Anayasa"da düzenlenmemiş ise de, bunun hukuk devleti kavramının temel taşlarından biri olduğu ve Anayasa"nın bünyesinde mündemiç bulunduğu, Türk Kamu Hukuku"nda, öğretide ve yargısal kararlarda benimsenmektedir.
6273 Sayılı Kanun"un 7.maddesiyle 6762 Sayılı T.K"nun 726.maddesinde yapılan değişiklikle çeklerde altı ay olan zamanaşımı süresi 03.02.2012 tarihinden itibaren üç yıla çıkartılmıştır. Yukarıda açıklanan ilkelere göre değişiklikle getirilen üç yıllık zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için altı aylık zamanaşımı şüresinin takibe konulan çek yönünden 03.02.2012 tarihi itibarı ile dolmamış olması gerekir.Belirtilen tarihten önce zamanaşımı süresi dolmuş ise bunun canlındırılması ve sürenin üç yıla çıkartılması kazanılmış hakları ortadan kaldıracağından hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda, 09.02.2009 ve 27.01.2009 keşide tarihli çeklere dayalı olarak kambiyo takibine 13.02.2009 tarihinde başlanmış, ödeme emri borçluya 25.02.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleştirilmiştir. Takip dosyasında 20.12.2010-30.11.2011 tarihleri arasında dosya işlemsiz bırakılmış, altı aylık zamanaşımı süresi dolmuş ve kazanılmış hak oluşmuştur. 03.02.2012 tarihinde TTK."nun 626.maddesinde yapılan değişiklikle zamanaşımı süresinin üç yıla çıkarılması gerçekleşmiş olan zamanaşımını ve dolayısı ile kazanılmış hakkı ortadan kaldırmaz. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir
Öte yandan HMK"nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması ve icra dosyasındaki alacağı davalı Şekerbank A.Ş."den temlik alan ve şikayet hakkında davaya cevap veren .......Yönetimi A.Ş. yerine temlik eden Şekerbak A.Ş."nin davalı olarak gösterilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.