21. Hukuk Dairesi 2015/8802 E. , 2016/2756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.04.2002 tarihinden itibaren davalı işverene ait iş yerinde geçen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının; 01.04.2002 - 11.08.2003 tarihleri arasındaki tespit talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 12.08.2003 - 27.01.2004, 28.01.2004 - 12.05.2004, 12.09.2006 - 31.12.2006, 09.01.2007 - 20.03.2008 ve 21.03.2008 - 01.09.2008 tarihleri arasındaki sürelerin ..."da gözüktüğünden bu tarihler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı ... Apartmanında;13.05.2004 – 11.09.2006, 01.01.2007 – 08.01.2007, 02.09.2008 – 05.10.2008, 09.10.2008 - 31.03.2010 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı yasanın 86/9. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasanın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu madde 288’de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücretmiktarları tanıklardan sorulmalı 506 sayılı Yasa’nın madde 3 B ve D’de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı işyerinde 12.08.2003- 08.10.2008 tarihleri arasında işe giriş çıkışları olmak üzere kesintili çalışmasının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, davacı adına başka bildirim yapılmadığı ve talep edilen dönemde çakışan sigortasının bulunmadığı, 13.07.2003 tarihli apartman karar defterinden davacıya apartman dairesinin 100 TL karşılığında kiraya verilmesine karar verildiği, davacının 30.07.2003- 28.01.2010 tarihleri arasında kapıcı dairesinde ikamet ettiğine dair muhtarlıkça cevap verildiği, davacı ve davalı tanıklarının dinlenip çelişkili beyanda bulundukları, komşu işyeri çalışanlarının dinlendiği ancak davacının çalışmasının tam süreli mi kısmi süreli mi olduğu şeklinde beyanları alınmadığı, kat maliklerinin dinlenilmediği ve davacının çalışmasının günün hangi saatlerine hasredildiği hususları tespit edilmeksizin sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının davalı apartmandaki çalışmasının hangi işleri kapsadığı, çöp toplama, servis yapma, temizlik, merdiven yıkama gibi işleri yapıp yapmadığı hususlarında tanıkların beyanlarını almak, gerektiğinde mahallinde keşif yapmak, davacının davalı apartmandaki çalışmasının tam süreli ya da part time (kısmi süreli) olup olmadığını tespit etmek, davacının tüm mesaisini davalı apartmana hasredip etmediğini belirlemek, nihayetinde davacının part-time çalıştığının kabulü halinde ise, davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, giderek haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususu bir uzman bilirkişinin görüşü alınmak suretiyle açıkça saptandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kaldı ki, dava tarihinden sonrası için karar verilemeceği gözetilmeksizin davacının dava tarihinden sonraki çalışmalarının kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ... "ne iadesine
24.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.