Esas No: 2021/6115
Karar No: 2022/4044
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6115 Esas 2022/4044 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/6115 E. , 2022/4044 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27/06/2011 gününde verilen dilekçe ile bağış yoluyla yapılan tasarrufun iptali olmazsa tenkisi istenmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tasarrufun iptali talebinin reddine, tenkis talebinin kabulüne dair verilen 25/05/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ...'nun, 408 parsel sayılı taşınmazını ve 1291 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7 nolu bağımsız bölümünü davalı ...'ne bağış suretiyle temlik ettiğini, akit tarihinde 77 yaşında olan mirasbırakanın ayırt etme gücü ve tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, mirabırakanın sinirli ve fevri bir kişiliğe sahip olduğunu, yapılan tasarruflar ile mirasçıların mal varlığından hiç bir şey almamalarının amaçlandığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın esasta da reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak, davacıların mirasbırakan ...'nun sağlararası ölüme bağlı tasarrufun iptaline yönelik talebinin reddine, davacıların ölüme bağlı tasarrufların tenkisine yönelik talebinin kabulü ile her bir davacı için 8.444,95 TL olmak üzere toplam 33.779,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.12.2014 tarih ve 2014/1623 Esas, 2014/19115 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesi içeriğinden davacıların ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayandıkları ne var ki, mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı açık olduğu, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ve önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kayıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek mirasbırakanın akit tarihlerinde hukuki işlem ehliyetini haiz olup olmadığının belirlenmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde tenkis isteğinin değerlendirilmesi, mirasbırakanın hukuki ehliyetinin bulunmadığının saptanması halinde ise eldeki davada sadece iptal isteğinin bulunduğu, talebin tescil istemini kapsamadığı dikkate alınarak tescil davası açmak üzere davacıya süre verilmesi, açıldığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların mirasbırakan ...'nun sağlararası ölüme bağlı tasarrufun iptaline yönelik talebinin reddine, davacıların ölüme bağlı tasarrufların tenkisine yönelik talebinin kabulü ile her bir davacı için 8.444,95 TL olmak üzere toplam 33.779,80 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarih ve 2016/10756 Esas, 2019/3913 Karar sayılı ilamı ile her bir davacının saklı payına tecavüz miktarının davalıya yapılan tasarrufa oranlanması ile sabit tenkis oranı belirlenmediği gibi çekişme konusu taşınmazların tercih tarihindeki değerleri de keşfen saptanmadığı, usuli kazanılmış hak ilkesi ve yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek uzman bilirkişi marifetiyle sabit tenkis oranının belirlenmesi ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu taşınmazın karar tarihindeki veya karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değerini gösterir rapor alınması ve belirlenecek bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların mirasbırakan ...'nun sağlararası ölüme bağlı tasarrufun iptaline yönelik talebinin reddine, davacıların ölüme bağlı tasarrufların tenkisine yönelik talebinin kabulü ile her bir davacı için 21.061,19 TL olmak üzere toplam 84.244,76 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlardaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tenkis davalarının niteliğine göre, davalının TMK 564. maddesi uyarınca tercihini nakten ödeme yönünde kullanması halinde, diğer para borçlarında olduğu gibi temerrüde düşen davalının faiz ödemesi gerekir.
Somut olayda; 743 sayılı Medeni Kanunun 506. maddesinde “Kıymetine noksan gelmeksizin taksimi kabil olmayan bir mal, vasiyet edilipte iş bu vasiyet tenkise tabi olursa, lehine vasiyet yapılan kimse, dilerse tasarruf niasbı miktarını nakten alır, dilerse tenkisi lazım gelen miktarın kıymetini verip o malı talep eder.” hükmü düzenlenmiştir. 743 sayılı Medeni Kanunun 506. maddesinin çözümünde ise 11.11.1994 tarih, 4-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere tenkis alacağı tercih hakkının kullanıldığı günden geçerli olmak üzere hükmedilmesi gerekeceğine ilişkin karar verilmiş ise de mirasbırakan ...’nun 17.04.2011 tarihinde vefat ettiği, mirasbırakanın ölüm tarihine göre de 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun uygulanması gerekir.
Bu itibarla, 743 sayılı Medeni Kanunun 506. maddesine paralel olarak düzenlenen, 4721 sayılı TMK’nın 564. maddesinin 2. fıkrasında “tasarruf konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle verilmesi gereken, aksi halde tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verilir” hükmü düzenlenmiştir. Hükmün açık düzenlemesi karşısında, hüküm altına alınan tenkis alacağı, karar tarihinden itibaren muaccel hale geldiğinden karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir. (aynı yönde 1. Hukuk Dairesi 01.04.2021 tarih ve 2020/3205 Esas, 2021/1980 Karar sayılı kararı)
Yukarıda değinilenler ışığında; hüküm altına alınan tenkis alacağı, karar tarihinde muaccel hale geldiğinden, karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmekte ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 2. bendinin 2. satırında yer alan "dava tarihinden" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "karar tarihinden" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.