15. Hukuk Dairesi 2009/5652 E. , 2011/606 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, maddi ve manevi tazminatların tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, yanlar arasında Temmuz 2005 tarihli ve “...-... Çatı Yalıtımı İşlerine Ait Sözleşme” başlıklı ve aynı tarihli “...-... Villaları Çatı Yalıtımı İşlerine Ait İşçilik Sözleşmesi” başlıklı adî yazılı şekilde iki sözleşme yapıldığını; sözleşmede kararlaştırılan tüm bedellerin ödendiğini; ..., ..., Yelki köyünde bulunan 255 ada 1 parselde tapuya kayıtlı (9) adet villanın tanoz çatıları, teras çatıları, garaj ve balkon terasları, eğimli çatıların yapımı ile davacıya teslimini davalı şirketin yüklendiğini; ancak, villaların çatı, teras, balkonlarının yağmuru tutmaması sonucu villaların tavan ve duvar sıvalarının kabardığını, boyalarının döküldüğünü, küflenmelerin oluştuğunu, bu gizli ayıplar ortaya çıkar çıkmaz derhal davalıya bildirdiğini, ayıbın giderilmesi masrafı ile ayıp sonucu oluşan zararların giderilmesi masrafı olan 25.000,00 TL maddi tazminat ile, 10.000,00 TL kâr kaybının, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeler ile yüklendiği edimlerini, sözleşme hükümlerine uygun şekilde ifa ettiğini, dolayısıyla işin ayıpsız ve eksiksiz yapıldığını, çatılarda meydana gelen akmaların müvekkil şirketin sözleşme gereği yapmış olduğu ayıplı ifa neticesinde değil, davalının görüşü sorulmaksızın çatılar üzerinde davacı tarafından yapılan ya da yaptırılan imalâtlardan kaynaklandığını, bu sebeple de çatılarda meydana gelen
sorun ve zararlardan davalının sorumlu olmadığını; izolasyon üzerine beton kalıplarla klima altlarına davacı tarafından dökülen koruyucu betonların izolasyona verdiği zarardan da davacı tarafın sorumlu olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Yanlar arasında adî yazılı şekilde yapılan ve yukarıda belirtilen sözleşmeler, Borçlar Kanunu"nun 355. maddesinde tanımlandığı üzere; niteliğince eser sözleşmeleridir. Davacı şirket iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir.
... 10. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/40 D.iş dosyasına sunulan 10.03.2008 tarihli bilirkişi raporu ile mahkemece yaptırılan inceleme sonucu sunulan 10.03.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; villa çatılarının ayıplı yapıldığı ve dolayısıyla tekniğine uygun olmadığı, çatılardan yağmur sularının akıntı yaptığı, villaların tavan ve duvar sıvaları ile boyalarının kabararak dökülmüş olduğu sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, yaptırılan inceleme sonucu sunulan bilirkişi kurulu raporunda; su gider delik kotlarının yalıtımı yapılacak yatay dere kotlarından yüksek olduğu, yatay derelerde meyil vermek için tesviye tabakasının yapılması gerektiği, bu yapılmadan villaların çatılarının kusurlu olacağı açıklanmıştır.
Borçlar Kanunun 357/III. maddesi gereğince, işin yapılacağı yerin kusurlu olduğu anlaşılır veya eserin noktası noktasına düzenli olarak, gereği gibi veya zamanında meydana getirilmesini tehlikeye koyacak başka bir durum ortaya çıkarsa yüklenici, bu durumu hemen iş-eser sahibine bildirmek; eğer bildirmezse, bunun sonuçlarına kendisi katlanmak zorundadır. Somut olayda, villaların çatılarındaki su gider delikleriyle, yatay derelerde yağmur sularının cazibe ile akışını temin eden su gider delik kotlarının, yalıtımı yapılacak yatay dere kotlarından yüksek olması sebebiyle bu kot farkı giderilmeden, tesviye tabakası yapılmadan, imalâtların yapılması halinde akıntıların meydana gelebileceğini davalı yüklenici, anılan yasa hükmü uyarınca ve “genel ihbar yükümlülüğü” gereğince iş-eser sahibi davacıya bildirmekle yükümlüdür. Davalı belirtilen bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Bu hukuksal sebeple, davalının “tesviye tabakası yapmak zorunda olmadığına” ilişkin bilirkişi kurulunun raporu ve mahkemenin kabulü dayanaktan yoksundur.
Ayıp, bir malda ya da eserde, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması, ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlara aykırı olarak imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda BK"nın 359. , gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunulduğu takdirde; iş-eser sahibi, aynı kanunun 360. maddesinde kendisine tanınan hakları kullanabilir. Yanlar arasındaki sözleşmelerde (5) ve (10) yıllık garanti süreleri öngörülmüş ve dava da garanti süresi içinde açılmıştır. Yüklenici, garanti vermekle iş sahibinin, açık ayıplar yönünden muayene ve süresinde ihbar yükümlülüğünü; gizli ayıplar yönünden de süresinde ihbar yükümlülüğünü kaldırmayı ve garanti süresi içerisindeki tüm ayıpları gidermeyi yüklenmiş olur. BK"nın 360. maddesi gereğince, iş-eser sahibi kendisine tanınan haklardan birisi olan ayıbın giderilmesi masraflarını talep edebileceği gibi; ayıp sonucu oluşan gerçek maddi zararın tazminini de yükleniciden isteyebelir. Tüm bu hukuksal sebeplerle, dava konusu edilmeyen “Merkür” ismiyle anılan villanın dışındaki diğer (8) adet villadaki “açık” ve “gizli” ayıpların
giderilmesi bedelleriyle ayıplar sonucu oluşan maddi zararının tahsilini davacı, davalı yükleniciden talep edebilir. 10.03.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının ayıplar ve ayıpların sonucu oluşan zararlar sebebiyle 21.916,00 TL tutarındaki maddi tazminatı davacının, davalıdan tahsilini isteyebileceği açıklanmış; ancak davacı yanca izolasyan üzerine beton kalıplarla klima altına koruyucu beton dökülmüş olduğu ve bu sebeple izolasyona verilen zararı ödemeyi kabul ettiği davacı tarafından bildirilmiş olduğu halde, bu husus bilirkişi kurulunca değerlendirilmemiştir. Davacı tarafından yapılan bu iş sebebiyle oluşan ayıpların giderilmesi bedelleri ile bu ayıpların sonucu oluşan maddi zarardan ötürü davalı yüklenici sorumlu tutulamaz.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ya da uzman bilişkişi kurulu oluşturularak yerinde keşif yapmak suretiyle az yukarıda belirtilen ve davacı tarafından yapılan işin oluşturduğu ayıpların giderim bedelleri ile bu ayıpların sonucu olarak gerçekleşen maddi zararların neler olduğunun ve bilirkişi kurulunca belirlenen 21.916,00 TL tutarındaki maddi tazminattan mahsubu gereken miktarın belirlenmesi ile mahsubunun yapılması ve varılacak sonuca göre hüküm oluşturulmasından ibaret olmalıdır.
Eksik araştırma ve soruşturma ile ve hukuksal olmayan gerekçeyle karar verilemez. Açıklanan nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunduğundan 825,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.