Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/15-603
Karar No: 2007/724

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/15-603 Esas 2007/724 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesine dayalı ayıplı imalat nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemiyle açılmıştır. Davacı, R.Fırın İmalat Limited Şirketi adına R.K. ile sözleşme yapmıştır ve şirketin imzası bulunmasına rağmen dava gerçek kişi R.K. aleyhine açılmıştır. Davalının husumet itirazı üzerine mahkemece dava dilekçesi yüklenici şirkete tebliğe gönderilmiş ancak usulüne uygun gerçekleştirilmemiştir. Yüksek Özel Daire, temsilcide yanılma olduğu açık seçik ortada olduğundan yüklenici R.-K. Limited Şirketi hasım kabul edilmeli ve uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır. Mahkeme önceki kararında direnerek davanın reddine karar vermiştir. Hukuk Genel Kurulu ise temsilcide yanılma hali bulunduğunu ve davanın doğru hasma yöneltilebilmesi için davacıya olanak sağlanması gerektiğini belirtip, özel daire bozma kararına uyulması gerektiğini vurgulamıştır. Karar, HUMK'nun 429. maddesi gereği bozulmuştur. Kanun maddeleri: HUMK'nun 429. maddesi.
Hukuk Genel Kurulu         2007/15-603 E.  ,  2007/724 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/03/2007
    NUMARASI : 2006/732-2007/42

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kahramanmaraş Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.02.2006 gün ve2005/68-2006/47 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin   19.09.2006  gün ve 2006/4501-5123 sayılı ilamı ile; (...Dava, eser sözleşmesine dayalı ayıplı imalat nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemiyle açılmıştır.
    Davalı husumet itirazında bulunmuş, mahkemenin husumet yokluğundan davanın reddine dair kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Eser sözleşmesi, davacı ile R.-K. Fırın İmalat Limited Şirketi adına R.K.arasında düzenlenmiştir. Sözleşmede R.K.imzası bulunduğundan dava bu şahıs aleyhine açılmıştır. Davalının, husumet itirazı üzerine mahkemece, dava dilekçesi yüklenici şirkete tebliğe gönderilmiştir. Bu haliyle yüklenici şirketin gerçek hasım olduğu şahısta yanılma nedeniyle şirket temsilcisinin davada taraf gösterildiği mahkemenin de kabulündedir. Nitekim şirket adına sözleşmeyi de davalı R. imzaladığından davanın aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle temsilcide yanılma olduğu açık seçik ortadadır. O halde davaya dahil edilen yüklenici R.-K. Limited Şirketi hasım kabul edilmeli ve uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan husumet yokluğundan davanın reddi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


      HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, eser sözleşmesine dayalı ayıplı imalat nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı 29.12.2004 tarihli dava dilekçesiyle R. K. (işi yapan yüklenici firma) aleyhine “işin her iki sözleşmeye rağmen ayıplı yapılmasından dolayı yıkılıp başkasına yaptırılması için ödediği bedelin tahsilini ve bu imalat nedeniyle uğradığı zararın tazminini istemiştir.
    Davalı süresi içinde husumet itirazında bulunmuş; davanın reddini savunmuştur.
    Davacı yan sözleşmede adı geçen şirketi de davaya dahil ettiğini bildirir dilekçe ile dava dilekçesini şirkete de tebliğe çıkarttırmış; ancak bu tebligat usulüne uygun gerçekleştirilmemiştir.
    Yargılama sırasında davacının verdiği 02.02.2006 tarihli dilekçe mahkemece usule uygun bulunmayarak hem gerçek kişi hem de şirketin hasım olamayacağı, zorunlu dava arkadaşı olmadıkları gerekçesiyle davalı gerçek kişi hakkındaki dava husumet nedeniyle reddedilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; “…Davalının, husumet itirazı üzerine mahkemece, dava dilekçesi yüklenici şirkete tebliğe gönderilmiştir. Bu haliyle yüklenici şirketin gerçek hasım olduğu şahısta yanılma nedeniyle şirket temsilcisinin davada taraf gösterildiği mahkemenin de kabulündedir. Nitekim şirket adına sözleşmeyi de davalı R.imzaladığından davanın aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle temsilcide yanılma olduğu açık seçik ortadadır. O halde davaya dahil edilen yüklenici R.-K. Limited Şirketi hasım kabul edilmeli ve uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan husumet yokluğundan davanın reddi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.” Gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Mahkeme önceki kararında direnmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; husumet noktasındadır.
    Taraflar arasında iki adet eser sözleşmesi düzenlenmiş olup; ilki 28.06.2002 tarihlidir. Sözleşmede taraflar “İşi Yaptıran M.A. (Y. Ekmek Fabrikası) ile İşi Yapan/Yüklenici  R.Fırın İmalat Sanayi Ltd Şti adına R. K.” olup, sözleşmenin altında “İşi Yaptıran M. A.” , “İşi Yapan/yüklenici R. K.” isim ve imzaları bulunmaktadır. “Ekli sözleşme” başlıklı ikinci sözleşme ise 17.08.2003 tarihli olup; “İşi Yaptıran M.A. (Yıldız Ekmek Fabrikası adına), İşi Yapan/Yüklenici Firma R. K. (R.Fırın İmalat San.Ltd.Şti adına)” yer almakta , “Yüklenici Firmanın Yapacağı İşler” başlığı altında işler açıklandıktan sonra altta “İşi Yaptıran M. A., İşi Yapan/Yüklenici R. K.” isim ve imzaları ile iki tanık ismi ve imzası bulunmaktadır.
    Açıklanan her iki sözleşmeden kaynaklanan edimlerin ifası ile ilgili olarak taraflar arasında uyuşmazlık çıkması üzerine davacı/iş sahibi eldeki davayı açmış ve dava dilekçesinde davalı olarak “Recep Karataş (işi yapan yüklenici firma)” ifadesine yer vermiştir.
    Görüldüğü üzere, davacının asıl dava etmek istediğinin gerçek kişi değil, gerçek kişinin adına hareket ettiği sözleşme kapsamlarından açıkça anlaşılan “işi yapan yüklenici şirket” olduğu belirgindir.
    Durum bu olunca, davanın salt gerçek kişi davalıya yöneltildiğinden söz edilemez.
    Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali bulunmakta olup, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasma yöneltilebilmesi için davacı yana olanak sağlanması gerekir.
    Daha açık ifadeyle, mahkemece yapılacak iş; açıklanan hususlar ve dava dilekçesi içeriği de gözetilerek temsilcide hata halinin varlığını kabulle, davacı/iş sahibine dava dilekçesinde “işi yapan yüklenici firma” ifadesiyle gerçekte dava etmek istediği işi yüklenen şirketin eksiksiz biçimde isim, unvan ve adresini de içeren dilekçe tanzim edip davasını doğru hasma yöneltmesi için olanak sağlanması, açıklanan eksiklik giderildikten sonra da davanın esasının çözümü yoluna gidilmesi olmalıdır.
    Mahkemece, bu gereklere işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilip, davanın husumet yokluğundan reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle, kararın yukarıda ve özel daire bozma kararında açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. 
    S O N U Ç :  Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 17.10.2007 gününde, oybirliği ile karar verildi.
     


     
     

     
     
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi