19. Hukuk Dairesi 2014/3204 E. , 2015/341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 27.03.2006 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayilik faaliyetinin gerçekleştirildiğini, mülkiyeti dava dışı...ve müşterekleri adına kayıtlı olan taşınmazdaki satış ve servis istasyonu üzerinde 22.03.2006 tarihli işlemle müvekkili lehine intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkilinin söz konusu istasyonda 15 yıl müddetle ...kurumsal kimliği ve markası altında akaryakıt satışı yapılacağı inancıyla istasyon ve bayi lehine kurumsal kimlik giydirmesi, demirbaş yatırımı ve bayilik hizmet bedeli olarak 152.721 USD yatırım yaptığını, Rekabet Kurumu"nun kararları uyarınca müvekkilinin istasyon üzerindeki intifa hakkını süresinden önce kullanamaz hale geldiğini ve intifa hakkının terkini için bayi yetkilisine vekaletname göndermek durumunda kaldığını, 27.03.2011 tarihinden sonra bayi ile yeniden anlaşma sağlanamadığını, bayinin 03.03.2011 tarihli ihtarı ile dikey ilişkinin 27.03.2011"den itibaren sona erdiğini, bayinin bu tarihten sonra başka bir dağıtım şirketinin bayiliğini üstlendiğini, söz konusu istasyonda 15 yıl süre ile müvekkiline ait ürünlerin satışının yapılacağı düşüncesiyle 06.04.2006, 07.04.2006 ve 25.05.2006 tarihlerinde bayiye toplamı 125.000 TL.lik bayilik hizmet bedeli ürün olarak teslim edildiğini, buna göre bayiye yapılan yatırımların kullanılamayan süresinin 9 yıl 11 ay 25 güne tekabül ettiğini, buna göre yapılan yatırımın kullanılmayan süreye karşılık gelen tutarının 83.217,59 TL olduğunu, bu tutara ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi ve KDV"nin eklenmesi ile 213.531,46 TL"ye ulaşıldığını belirterek bu tutarın dava tarihinden itibaren hizmet süresinin kullanılmayan süresine tekabül eden bakiye anaparaya (83.217,59 TL) işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 5 yılı aşan sürelerle rekabet etmeme yükümlülüğü içeren intifa hakkı tesis ettirmekle kusurlu olduğunu, davacının alacağını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığını, Rekabet Kurumu"nun 12.03.2009 tarihli kararı dikkate alındığında davacının davayı en geç (1) yıllık zamanaşımı süresi olan 12.03.2010 tarihine kadar açması gerektiğini,
davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline yapılan ödemenin bayilik sözleşmesi uyarınca yapıldığını, bu nedenle iadesi gereken bir tutar olmadığını, davacının kullanamadığını iddia ettiği, intifa bedelinin resmi senette yazılı olduğunu, kaldı ki resmi senetteki intifa bedelinin de müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline akaryakıt olarak ödenmiş bulunan şerefiye bedelinin KDV dahil 125.000 TL olup müvekkilinin tahakkuk eden kurumlar vergisini de ödediğini, müvekkilinin mamelekinde bir artış olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli olup iade ile yükümlü olmadığını, davacının ödediğinden daha fazla bir bedeli istemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilince sözleşmenin sonlandırılmadığını, zaten sözleşmenin (5) yıl süreyle akdedilmiş olduğunu, davacının iddialarının net olmayıp taleplerinin de fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının dava dışı taşınmaz maliklerine intifa hakkının terkini için vekaletname verdiği, ancak buna rağmen intifanın terkin edilmemesinin davacı aleyhine yorumlanamayacağı, davacı tarafından intifanın (15) yıl süreceği düşüncesiyle davalıya 125.000 TL ödeme yapıldığı, sözleşmenin 27.03.2006 tarihinde (5) yıl süreli düzenlendiği, ancak davalının süresinden sonra yenilemeyeceğini davacıya bildirmek suretiyle sözleşmeyi feshettiği, bu durumun yapılan ödeme nedeniyle davalıyı sebepsiz zenginleştirdiği, kullanılmayan süreye tekabül eden ana para alacağının 83.217,59 TL olup faizin ise 107.644,05 TL olduğu, bu bedelin davalıdan istirdadı gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, toplam 190.861,64 TL.nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ana alacak 83.217,59 TL.ye dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari reeskont faizi uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen bedelin bayilik hizmet bedeli olarak davalıya ödendiği ve dosyaya bir örneği sunulan faturada da "şerefiye bedeli" olarak gösterildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi 5 yıl için yapılmış olup davalı tarafından gönderilen ihtarnamede sözleşmenin sonra erdiği tarihten sonraki dönem için yenilenmeyeceğinin bildirildiği görülmüştür. Sözleşmede dava konusu bedelin sözleşmenin yenilenmemesi halinde süre sonunda iade edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Öte yandan dava konusu bedelin davacının iddiasında belirtildiği gibi intifa hakkı ile ilişkili olduğu hususu da kanıtlanamamıştır. Kaldı ki dava tarihi itibariyle henüz intifa hakkı terkin edilmemiştir. Bu konuda davacı tarafça dava dışı ilgililere vekaletname verilmesi tapuda işlem yapılmadıkça intifa hakkının sona erdiğini göstermez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.