11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/591 Karar No: 2017/1189 Karar Tarihi: 20.02.2017
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/591 Esas 2017/1189 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2016/591 E. , 2017/1189 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak; 1- UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında mühür bozma suçundan derdest olan kamu davalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında; farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen ilk iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir mühür bozma suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçu oluşturacağı ve yine suç tarihleri dikkate alındığında mükerrer dava açılmış olabileceği cihetle; Aynı yer, aynı sayaç ve aynı sanıkla ilgili Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/179 Esas sayılı dosyasındaki 13.03.2012 tutanak tarihi ve 13.03.2013 iddianame tarihi ile somut olaydaki 10.05.2012 mühürleme ve 03.10.2012 tutanak tarihi ve 24.09.2013 iddianame tarihi karşılaştırıldığında, tüm eylemlerin Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/179 Esas sayılı dosyasındaki iddianame ile hukuki kesinti oluşmadan önce işlendiği, sanık hakkında aynı yer ile ilgili açılmış tüm dava dosyaları getirtilip incelenerek, irtibatlı dosyaların mümkünse birleştirilmesi değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine alınmasından sonra sanığın mühür bozma eylemleri ile ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının veya mükerrer dava bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşen hükümler var ise dikkate alınarak, sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.03.2016 gün ve 2014/847 E. 2016/128 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp, zincirleme şekilde işlenen mühür bozma eylemleri nedeniyle tayin edilecek cezadan, kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi suretiyle sanığın cezalandırılmasına karar verilebileceği hususu da değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve “ yaklaşık 8 aylık bir sürenin olması nedeniyle TCK.nın 43. maddesinin uygulanması yerine önceden kamu davası açılıp mahkumiyetine karar verilmesi de dikkate alınarak mahkememiz dosyasında da yeni bir suç olduğu dikkate alınarak” denilmek suretiyle isabetsiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de; 2- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.