18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/43470 Karar No: 2018/7955 Karar Tarihi: 23.05.2018
Fuhuş - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/43470 Esas 2018/7955 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, fuhuş suçundan sanığı mahkum etmiştir. Temyizde ise reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiştir. Hükümde hapis cezası ile adli para cezasının farklı sınırlardan tayini yeterli gerekçe ile takdir hakkının kullanılması karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede, sanığa yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirtilmiştir. Ancak, TCK'nın 53/1-b maddesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olduğundan bu hüküm uygulanamaz hale gelmiştir. Ayrıca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkisi açısından kısıtlama kararı verilememektedir. Bu nedenlerle, hüküm düzeltme yapılarak sanığın TCK'nın 53/1. madd
18. Ceza Dairesi 2015/43470 E. , 2018/7955 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Fuhuş HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, hükümde hapis cezası ile adli para cezasının farklı sınırlardan tayinininde yeterli gerekçe ile takdir hakkının kullanılması karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; Sanığa yükletilen fuhuş eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Sanık hakkında bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdurun birden fazla fuhuş yapmasına aracılık yapması şeklindeki eyleminde TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; a) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, b) Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkisi açısından kısıtlama kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası hükümlerden TCK.nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılarak yerlerine "Sanığın 5237 sayılı TCK.nın 53/1. maddesinin (a), (d), (e) bentlerinde belirtilen hakları ile (c) bendindeki haklarından kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki vesayet ve kayyımlık yetkilerinden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK.nın 53/3 maddesi uyarınca mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmasına yer olmadığına" ibaresi eklenmek suretiyle tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.