21. Hukuk Dairesi 2015/16522 E. , 2016/2692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, maddi tazminat talebinin reddine, 25.000.00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23/02/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 26.07.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu, sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat davasının reddine, 25.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 26.07.2012 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu ve davacının bu kaza nedeniyle %31,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, davacının öncesinde farklı bir iş yerinde geçirdiği kazadan ötürü Kurumca %24 oranında sürekli iş göremezliğinin belirlendiği, her iki kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranları birleştirilen sigortalının toplam %47,71 oranında maluliyeti tespit edilip kendisine bu oran üzerinden gelir bağlandığı, Kurumun(...) birleştirilerek %47,71 olarak belirlediği maluliyet içerisinde yargılama konusu kazaya sirayet eden maluliyet oranının %26,97 olarak belirlendiği, davacının maddi zarar hesabının %26,97 oranındaki maluliyete göre yapıldığı, davacının 31.07.2012 tarihli ibraname ile 26.07.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle maddi tazminat olarak 33.000,00TL, manevi tazminat olarak ise 2.000,00TL alarak davalı işverenini ibra ettiği anlaşılmaktadır.
Maddi tazminat davası bakımından yapılan incelemede; sigortalının iş kazası nedeniyle maruz kaldığı beden gücü kayıplarından kaynaklanan maddi tazminat davalarda esas olan onun tıbben ortaya konulan maluliyet oranı gözetilerek hesap yapılmasıdır. Somut olayda yargılama konusu olan 26.07.2012 tarihli iş kazasında davacının %31,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı tartışma konusu değildir. O halde davacının maddi zararının %31,20 oranındaki maluliyet gözetilerek yapılması gerekirken Kurumun sigortalıya bağlayacağı gelire esas olmak üzere birleştirdiği maluliyetinin 26.07.2012 tarihi kazaya sirayeti olan %26,97 oranındaki maluliyete göre yapılmasının hatalı olduğu açıktır.
Buna göre maddi tazminat davası bakımından yapılacak iş; davacı sigortalının 26.07.2012 tarihli iş kazası nedeniyle oluşan %31,20 oranında sürekli iş göremezlik oranını gözeterek maddi zararını hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan 31.07.2012 tarihli ibranameye konu maddi tazminat karşılığı ödeme ile Kurum tahsislerinin rücuya tabi kısmını düşerek neticesine göre karar vermekten ibarettir.
Manevi tazminat davası bakımından yapılan incelemede ise asıl uyuşmazlık manevi tazminatın bölünüp bölünmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay H.G.K"nun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Bu açıklamadan olarak somut olayda 31.07.2012 tarihli ibraname ile davacının 26.06.2012 tarihli iş kazası nedeniyle ve manevi zararlarına karşılık olarak 2.000,00-TL aldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması ve kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Diğer bir deyişle manevi tazminat istemi bölünemez. O halde eldeki davada Mahkemece davacının yargılama konusu olay nedeniyle manevi zararlarına karşılık 2.000,00TL aldığının anlaşılması karşısında manevi tazminat isteminin reddi karar verilmesi gerekirken yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ile davalı yararına hükmedilen 1.350.00TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.