20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12350 Karar No: 2017/2365 Karar Tarihi: 23.03.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/12350 Esas 2017/2365 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/12350 E. , 2017/2365 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, ... ilçesi,...beldesi, Kahyalar mevkiinde 1975 yılından beri zilyetliğinde bulunan, içerisinde yaklaşık 55 adet zeytin ağacının bulunduğu yaklaşık 1433 m2 taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine vekili, 18.12.2014 tarihli celsede çekişmeli taşınmazın TMK"nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddi ile fen bilirkişisinin 04/03/2015 tarihli raporunda (A) harfiyle gösterilen yerin tapulama harici bırakılan yerden ifrazı ile yeni bir parsel numarası verilerek ... vasfında davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 20.04.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması, 1954 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre davanın reddi yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi dikkate alınarak red sebebi aynı olan davalılar lehine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci bendlerinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT ye göre belirlenmiş 1.720,04-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” ibaresi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HUMK’nın 370/2. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.