20. Hukuk Dairesi 2015/13186 E. , 2017/2364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
... ili, ... ilçesi, ... köyü, 138 ada 5 parsel sayılı, 968,89 m2 yüzölçümlü, bahçe nitelikli taşınmaz tapuda Hazine adına tescilli olup beyanlar hanesinde "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına ... sınırları dışına çıkarılmıştır.”, “İşbu taşınmaz 15 yıldan beri ... oğlu ..."un kullanımındadır. Taşınmaz üzerindeki 3 katlı kargir ev kendisine aittir.” şerhi vardır.
Davacı vekili, kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında 138 ada 5 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının yanlış belirlendiğini ve müvekkilinin kullandığı sahanın bir kısmının ... arazisi olarak tespit edildiğini, müvekkilinin bu taşınmazı 1994 yılında satın aldığını, taşınmazın sınırlarının düzeltilmesini ve müvekkili adına tespitini ve tescilinin yapılmasını dava ve talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 138 ada 5 parsel nolu taşınmaz yönünden talebinin 12/10/2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda kabulü ile ... ilçesi, ... köyü, 138 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "işbu taşınmaz 15 yıldan beri Niyazi oğlu ..."un kullanımındadır taşınmaz üzerindeki 3 katlı kargir ev kendisine aittir." ibarelerinin kaldırılarak; dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz gösterilen 15 yıldan beri davacı ..."nin kullanımındadır taşınmaz üzerindeki 3 katlı kargir ev şirkete aittir." ibaresinin yazılmasına, 12/10/2012 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen yerle ilgili olarak talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca 2/B madde alanlarında yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... alanında bırakılan taşınmazın tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen ... kadastrosu, daha sonra 27.06.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde ... kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından kesinleşmiş ... tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada bilirkişinin krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın ... tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu belirlendiğine göre davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının davasını açarken
8.000,00.-TL esas değeri üzerinden harç yatırmasına ve harç tamamlaması yapılmamasına rağmen davalılar lehine keşifte belirlenen değer üzerinden vekalet ücretine hükmolunması ve kısmen kabul kararı verilmesine rağmen davacı lehine vekalet ücretine hükmolunmaması doğru değil ise de belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün beşinci bendinin hükümden çıkarılarak yerine “5- Davalılar ... ve ... İdaresi kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT"e göre 1.320,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,” ibaresi yazılması ve hükme “6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ..."e göre 1.320,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun 370/2. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.