11. Hukuk Dairesi 2017/2531 E. , 2018/8033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/11/2016 tarih ve 2015/83 E. - 2016/121 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabülüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/03/2017 tarih ve 2017/333-2017/693 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... nezdinde ... marka tescillerinin bulunduğunu, davalının ise "..." markasını tescil ettirdiğini, taraf markalarının aynı ve aynı tür hizmetleri kapsadığını, her iki marka arasındaki benzerliğin ayırt edilemeyecek düzeyde olduğunu ileri sürerek bu sebeplerle davalı adına 2009/20958 numara ile tescilli "...+Şekil" markasının hükümsüzlüğünü ve ... sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, her iki marka arasında benzerliğin ya da ayniyetin bulunmadığını savunarak, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre; davacının “...” kök unsurlu tescilli markalarındaki “...” ibaresinin yün, pamuk ve bunun gibi bir çok alanda kullanılabileceği, ayırt ediciliğin zayıf olduğu, davacı tarafın zayıf bir ibareyi marka olarak seçmesi nedeniyle yanında başka sözcüklerle ya da şekillerle kullanımını öngörmek ve katlanmak zorunda olduğu, doğrudan ve dolaylı olarak karıştırma ihtimaline sebep vermediği gerekçeleri ile açılan davanın reddine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, taraf markalarındaki 35. sınıf alt hizmetlerden reklamcılık, pazarlama, iş yönetimi vs gibi hizmetlerin aynı olduğu, davacının 2000 tarihinden itibaren tescilli seri markalarının baskın unsurunun “...” olduğu ve sonraki yıllarda “...”, “... ...”, “...M” gibi ilave eklerle değişik ürünler için tescil edilmiş markaları bulunduğu, “...” markası üzerindeki öncelik haklarının tescil eskiliği nedeniyle davacıya ait olduğu, davalının “...” ve “...” kelimelerinin birlikteliğinin ... sözcüğünden bağımsız bir karakter veya kompozisyon oluşturmadığı gibi “...” kelimesi hizmetin verilişi bakımından ortam bildirici olup tasviri olduğu, bütün içinde müstakil bir ayırt ediciliği bulunmadığı, tüketicinin davalı markasıyla karşılaştığında piyasada daha eski olan davacı markasının serisi veya yeni bir versiyonu olarak algılayacağı, markaların orijinini karıştırma ihtimalinin yüksek olduğu, mahkemece hükme esas alınan 20/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmenin marka hukukuna aykırı olduğu, ... sözcüğünün 556 sayılı KHK’nin 7/b,c,d maddeleri anlamında bu hizmetlerin hiç biri için tasvir ediciliği bulunmadığından raporda belirtilenin aksine tasvir edici ve ayırt ediciliği zayıf marka olarak kabul edilemeyeceği, davalı markasındaki şekil unsurunun sözel kısma göre ön planda olmayıp rastgele geometrik şekillerden oluşmasının ayırt edici ve vurgulayıcı olmadı gerekçeleri ile ... ... 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 24.11.2016 tarih, 2015/83 esas, 2016/121 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalıya ait 2009/20958 tescil nolu "... ...+Şekil" markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/12/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.