MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinden doğan kredi alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil, takipte talep edilen miktar kadar borçlu olmadığını, kefil olduğu 20.000 TL meblağlı kredi sözleşmesinin son 4 taksidini ödeyerek borcu kapattığını, toplam 150.000 TL tutarlı sözleşmelerde ise kefaletinin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaya konu...şubesi ile dava dışı ...arasında imzalanan 01/03/2011 tarihli 100.000,00 TL meblağlı, ve 28/03/2011 tarihli 50.000,00 TL meblağlı genel kredi sözleşmeleri gereğince davalının kredi sözleşmelerinde belirtilen miktar ile sınırlı olarak ödenmeyen borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, icra takip dosyasında davalı -borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, asıl alacak miktarı olan 80.321,62 TL nin %20 si olan 16.064,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı asil tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iki adet genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalayan davalı borçlunun yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK"nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davalı asil sadece 20.000 TL"lik kredi sözleşmesine kefil olduğunu, 100.000 ve 50.000 TL" lik kredi sözleşmelerinden sorumlu tutulamayacağını, bu meblağların sonradan sözleşmeye eklendiğini ileri sürmüştür.

Mahkemece banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmamış, dosya kapsamı üzerinde inceleme yaptırılmış olup hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi tarafından itiraz edilmeyen hesap kat ihtarının kesinleştiği gerekçesiyle ihtarda belirtilen mablağlar üzerinden rapor düzenlenerek davacı bankanın takip meblağı kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 490. maddesi (6098 sayılı TBK"nın 589/1.md.) gereği kefil borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş konusunda uzman bankacı bilirkişi veya bilirkişi kurulundan banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibaret iken yazılı şekilde yetersiz ve eksik, Yargıtay denetimine elverişli olmayan rapora itibar edilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.