20. Hukuk Dairesi 2016/1436 E. , 2017/2358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ... ile ... Yönetimi ve bir kısım tapu malikleri/mirasçıları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 056/04/1962 tarihli dava dilekçesi ile; ... ... 604 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Devlet ormanı olduğunu ve ... vasfı ile tapuda kayıtlı olduğunu ancak kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini belirterek 604 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptalini, davalıların elatmasının önlenmesimi talep ve dava etmiştir.
Tapu maliklerinden ... ve arkadaşları 02/09/1988 tarihinde açtıkları karşı davalarında; ... Yönetiminin tutunduğu ... adına yazılı Temmuz 1947 tarih 58 sayılı tapu kaydının geçerli bir temele dayanmadığı kendi tutundukları 604 ada 1 parsel tapusunun sahih esaslı olduğunu ileri sürerek ... tapusunun iptalini talep ve dava etmişler, dosyalar birleştirlerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu;dava konusu 604 ada 1 parsel sayılı davalı tarafa ait tapu kaydının dosyada mevcut ... ... , ... ... ve ... tarafından tanzim edilen ve yeşil tarama ile belirlenen haritada gösterilen 112806 m2 yüzölçümündeki kesim yönünden iptaline geri kalan ve ... sınırı dışında bulunan 955 m2 kısmı yönünden ... Yönetiminin davasının reddine,
112806 m2 alana 604 ada 1 parsel malikleri ve haleflerinin elatmasının önlenmesine sözkonusu 112806m2 kısım yönünden ... ve arkadaşlarının davasının reddine karar verilmiş, hüküm ... Yönetimi, ... ve bir kısım tapu malikleri/mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen ... kadastrosu, daha sonra 09.10.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; incelenen dosya kapsamına göre, asıl dava, tapuda kayıtlı olan taşınmaza karşı açılan tapu iptal ve ... vasfı ile tescil davası olup; tapu maliklerinin kendileri, dava yada yargılama sırasında ölenlerin yasal mirasçıları usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmeden, savunma hakkı verilmeden hüküm kurulmuş, bir kısım tapu malikleri ise usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmemişlerdir. Örneğin davalı ... ... tapu maliklerinden olmasına ve 1960 yılında ölmüş olmasına karşın kendisine 1975 yılında ilanen tebliğ yapılmış, mirasçıları da davaya dahil edilmemiştir. Bir kısım tapu malikleri ... ..., ... kızı ... ve ... ilanen tebliğ sureti ile davadan haberdar edilmişlerse de, mahkemece verilen karar kendilerine, ölmüşlerse mirasçılarına tebliğ edilmeden temyiz incelemesi için dosya yargıtaya gönderilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesinde ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 122 ve 144. ve devamı maddelerinde de belirtildiği gibi, mahkeme, davanın taraflarını, usulüne uygun olarak çıkaracağı tebligatlarla duruşmaya çağırmak zorundadır. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden, uyuşmazlığın esasına girerek hüküm kuramaz. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Bu nedenle, mahkemece; öncelikle, 604 ada 1 parsel sayılı taşınmazda tapu maliki olarak yer alan kişiler, ölü oldukları takdirde ise mirasçılarına dava dilekçesinin Tebligat Kanununda belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ile taraf teşkilinin tamamlanması, davada davalı olarak yer almalarının sağlanması ve daha sonra tarafların savunması ve delilleri alınıp, işin esasına girilerek, gerekli araştırma yapılması ve ulaşılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, davanın esasının girilip, hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/03/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.