9. Hukuk Dairesi 2015/1705 E. , 2016/9326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı-karşı davalı, borçlu olmadığının tespitine, davalıdan %20 oranında tazminatın tahsiline, davalı-karşı davacı, asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı-karşı davalı isteminin özeti:
Davacı-karşı davalı işveren vekili, davalı-karşı davacı işçinin haklı neden olmadan ve ihbarda bulunmadan işten ayrıldığını, haklarını aldığını, ibraname verdiğini, ama icra takibi başlattığını, icra dosyasında alacağın neye dayandığını belirtmediğini, takibin usulsüz olduğunu, davacı-karşı davalı işverenin yaşlı annesinin tebligatı aldığını unutması üzerine davacı-karşı davalı işverenin icra takibine itiraz edemediğini ileri sürerek davacı işverenin davalı-karşı davacı işçiye icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini, %20 oranında tazminatın tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı-karşı davacı cevabının özeti:
Davalı-karşı davacı işçi vekili, davalı-karşı davacı işçinin, davacı-karşı davalı işverene ait ve ...’ne bağlı çaşlışan otobüste 1000 tam akbil karşılığı 1950 TL. ücretle şoför olarak çalıştığını, ücretlerini tam ve zamanında alamadığını, işverenin zorlaması ile ve bakiye ücretinin ibraname imzalar ise ödeneceği sözü üzerine 2013 yılı Şubat ayında boş ve tarihsiz ibranameyi imzaladığını ama alacağını alamadığını, davalı-karşı davalı işçinin iş aktini haklı feshettiğini, işçi davacı-karşı davalı işveren aleyhine icra takibi yaptığını, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarını alamadığını ileri sürerek, belirtilen alacaklarının tahsilini ve davacı-karşı davalı işverenin davasının reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı karşı davacı işçinin, davacı karşı davalı işveren yanında şoför olarak çalıştığı, ücret alacağına takip konusu edildiği işçi ücretlerinin ödendiğini işverenin ispatlaması gerektiği, davacı karşı davalı olan işverenin ücret alacağının ödendiğine dair yazılı belge veya muadili bir belge sunmadığı, ücretin ödendiği ispatlanamadığı, Mahkeme’nin 2013/744-749 Esas sayılı dosyalarında taraflar arasında seri dava açıldığı, tüm dosyalara matbu nitelikteki ibranamenin konulmuş olduğu, işçinin hizmet döküm cetvelinde davacı işverene ait ... işyeri sicil numarası dikkate alındığında ibranamelerde sözleşmenin sona erdiği iddia edilen tarihte de akdin halen devam ettiği, ibranamenin alındığı tarihte davacının bu işyerindeki çalışmasının mevcut olduğu, bu yönüyle ibranamelerin gerçeği yansıtmadığı gibi 6098 sayılı Borçlar Kanunu 420. Maddesinde öngörülen şekil şartlarını da taşımadığı anlaşılmakla bu ibranameye itibar edilmediği, asgari geçim indirim alacağının ödendiğini yazılı belge ile ispat etme yükünü davacı-karşı davalı işverenin yerine getiremediği, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil çalışmaları açısından işçinin tanık deliline dayandığı, bu alacakların tanık anlatımları dikkate alınarak bilirkişi tarafından hesaplandığı, işçinin taleplerinin sübut bulduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı işverenin davasının reddine ve davalı-karşı davacı işçinin davasının kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı-karşı davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı-karşı davalı işverenin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatli çalışması ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanmasında, her tanığın beyanının, davacı-karşı davalı işverenlikte çalışmaları sonucunda davacının çalışma düzenine ilişkin doğrudan doğruya bildikleri dönemler için dikkate alınabileceği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. Bir diğer deyişle, her bir tanık açısından davacı-karşı davalı işverenlikte çalışmadıklar ve dolayısı ile davacının çalışma şeklini bilemeyeceği dönem için beyanı esas alınmamalıdır. Bu husus gözetilmeden yapılan hesaplamaya itibar edilmesi hatalıdır.
3-Davalı-karşı davacı işçinin açtığı davanın tarihi 05/08/2013 tarihidir. Gerekçeli karar başlığında ise sadece davacı-karşı davalı işverenin açtığı asıl davanın tarihi olan 10/07/2013 tarihi yazılmıştır. Bu durumun, davalı-karşı davacı işçinin açtığı karşı davanın konusu olan fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarına yürütülecek faizin başlangıcı açısından infazda tereddüt yaratacağının düşünülmemesi hatalıdır.
Davalı-karşı davacı işçinin açtığı karşı davanın tarihi de gerekçeli karar başlığına yazılmalıdır.
4-Asgari geçim indirimi alacağı açısından, davalı-karşı davacı işçi vekili en yüksek mevduat faizi talep etmiştir. Ancak, bu alacak yasal faize tâbidir. Bu durumda asgari geçim indirimi alacağı için “yasal faizi aşmamak üzere en yüksek mevduat faizine” hükmedilmesi gerekirken, “en yüksek mevduat faizine” hükmedilmesi hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/04/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.