23. Hukuk Dairesi 2015/2083 E. , 2015/2087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin 06.04.2014 tarihli genel kurulunda kooperatifin faaliyet raporuna, bilanço ve gelir hesaplarına ilişkin oylamalarda ve 7. maddede klas farklarından gelen gelirin kooperatifin ortak giderlerinde kullanılacağına ilişkin oylamada red oyu kullandığını, ancak bu kararların oy çokluğu ile genel kurulda kabul edildiğini, klas farkının konum olarak daha değerli daire isabet eden ortakların konum olarak daha değersiz daire isabet eden ortaklara ödemesi gereken denkleştirme bedeli olduğunu, bu paranın kooperatifin ortak giderlerinde kullanılmasının yasal olarak mümkün olmadığını, yasaya aykırı olarak alınan genel kurul kararının iptalini talep ettiklerini, önceki genel kurulda klas farklarının toplantı tutanağının 12. maddesinde tapularla birlikte ödenmesine karar verilmekle birlikte tespit edilen klas farklarının zamanında hak sahibi olan davacıya ödenmediğini, klas farklarının güncellenerek bugünkü değer üzerinden yeniden tespit edilip davacıya ödenmesinin gerektiğini ileri sürerek, 06.04.2014 tarihli genel kurul kararının iptali ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydı ile yeniden değerlendirme yapılarak tespit edilecek 10.000,00 TL klas farkının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; 12.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 15.000,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifin 06.04.2014 tarihli genel kurulunda kooperatifin faaliyet raporuna, bilanço ve gelir hesaplarına ve klas farklarından gelen gelirin kooperatifin ortak giderlerinde kullanılacağına ilişkin oylamalarda red oyu kullandığı, davacının bir aylık süre içerisinde dava açtığı, klas farkının dairelerin konumları, cepheleri, küçüklük ve büyüklüklerine göre değerlendiği, klas farkının diğer hak sahiplerine ödenmesi gerektiği, ortak giderlere kullanılmasının hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğu, klas farkı listesinin uygun şekilde olduğu, klas farklarından toplanacak 120.000,00 TL"nin klas farkı listesinde değeri 0 (sıfır) gösterilen dairelere eşit olarak dağıtılması gerektiği ve 120.000,00 /8=15.000,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 06.04.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 7 nolu maddesinde "klas farkından gelen gelirin kooperatif ortak giderlerine kullanılacağı" hükmünün iptaline, 15.000,00 TL"nin dava tarihi olan 24.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 .../...
sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin şerefiye (klas) farkının güncellenmesine ilişkin istemi ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davalı kooperatifin 17.03.2013 tarihli genel kurulunda, 12. gündem maddesinde klas farklarına ilişkin önerinin kabul edilmesine ve klas farklarının tapularla birlikte ödenmesine oybirliği ile karar verilmiştir. Davacı taraf bu genel kurula katıldığından, ret oyu vermemek suretiyle bu karar benimsenmiş olup, davacının dairesine ödenecek şerefiye bedeli miktarı ve belirlenen şerefiye farklarının tapularla birlikte ödeneceği hususunu bildiği gibi, esasen bu karar da kesinleşmiştir.
İptali istenen 06.04.2014 tarihli genel kurulun 7. gündem maddesinde, şerefiye (klas) farkından gelen gelirin kooperatif ortak giderlerinde kullanılması ve tapu işlemlerinin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi kararlaştırılmış, 9. gündem maddesinde de, klas farklarının Nisan 2014 ayından itibaren 5 eşit taksitle ödenmesi oya sunulmuş, davacının ret oyu ile oy çokluğu ile bu öneri kabul edilmiştir. 9. madde dava konusu edilmediğinden kesinleşmiştir. 06.04.2014 tarihli genel kurulda 7. gündem maddesi ile klas farkından gelen gelirin, kooperatif ortak giderlerinde kullanılmasına karar verildiğine göre, 9. gündem maddesindeki ödemenin, kooperatife klas farkı ödemesi gereken üyelere yönelik olduğunun, kooperatifçe üyelere ödeme yapılması ile ilgisinin bulunmadığının kabulü gerekir. 06.04.2014 tarihli genel kuruldan yaklaşık 20 gün sonra açılan işbu dava tarihi itibariyle tapuların henüz kooperatifçe üyelere verilmediği anlaşılmış olup, bu konuda herhangi bir iddia ileri sürülüp, delili sunulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacının dairesine ödenecek şerefiye bedelinin kesinleştiği, bu miktarın güncellenmesine ilişkin istemin yerinde olmadığı, kesinleşen şerefiye bedelinin ise henüz tapular kooperatifçe üyelere verilmediğinden muaccel olmadığı gerekçesiyle, bu istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin faizin başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, faizin başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.