Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8096
Karar No: 2016/2666
Karar Tarihi: 23.02.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/8096 Esas 2016/2666 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/8096 E.  ,  2016/2666 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi



    Davacı, zorunlu...sigortalılığının 31.12.2004 tarihinden sonra erdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesi ile; tahsis talebini reddeden davalı Kurum işleminin iptalini ve 01.10.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş, yargılama sırasında sunulan ıslah dilekçesi ile yaşlılık aylığı hususundaki talep atiye bırakılmış ve davacının zorunlu...sigortalılığının 31.12.2004 tarihinde sona erdiğinin tespiti istenilmiştir.
    Mahkemece; davacının zorunlu...sigortalılığının 31.12.2004 tarihinde sona erdiğinin tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, yaşlılık aylığının bağlanması ve birikmiş aylıkların tahsili talebi hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının tahsis talebinin davalı Kurum tarafından, son 1.260 günlük çalışmasının Ssk ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi ) kapsamında geçmesiği gerekçesi ile reddedildiği, davalı Kurum tarafından davacının ilk olarak 04.10.2000 – 30.07.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 01.07.1985 – 31.12.1992 ( 2.580 gün ) ve 22.08.2008 – 31.08.2012 ( 1.449 gün ) tarihleri arasında hizmet aktine dayalı çalışmalarının bulunduğu, davacının ortağı olduğu.... ve Müh. Limited Şirketi"ndeki hisslerini 29.07.2008 tarihinde devrettiği ve devir işleminin 06.08.2008 tarihli ticaret sicili gazetesinde yayımlandığı, ayrıca davacının ortağı olduğu ... AŞ"nin vergi kaydının 31.12.2004 tarihinde silindiği, ancak şirketin tasfiyeye girip girmediğinin ya da davacının söz konusu şirketteki hisselerini devredip devretmediğinin mahkemece araştırılmadığı, davacının devam eden şirket ortaklığı nedeni ile...sigortalılık sürelerinde değişiklik yapıldığı ve son olarak 04.10.2000 – 28.02.2011 tarihleri arasında ve 01.09.2012 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul edildiği, ayrıca davacının..."nin 25.12.2006 tarihli genel kurul kararı ile 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanı olduğu, davacının söz konusu şirketin ortağı olup olmadığının ve şirketin faaliyet durumunun araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık; davacının 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayan ve şirket ortaklığı gereğince devam eden 1479 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-b maddesi ) kapsamındaki sigortalılığı ile 22.08.2008 – 31.08.2012 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi ) kapsamındaki çalışmalarının çakışmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla davacının...sigortalılığının sona erdiği tarihin belirlenmesi gerekmektedir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin 1/d bendine göre; “Limited şirketlerin ortakları, bu Kanuna göre sigortalı sayılır.” Aynı Yasa’nın 25/c bendine göre, “Bu Kanuna tabi sigortalılık, şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği, 25/e bendine göre ise; İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği, iflasına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce itibaren sona erer.” 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 4/1-b-3. maddesine göre, “Bu Yasanın kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları, sigortalı sayılırlar. Aynı Yasa’nın 9/b-3. maddesine göre, “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı alt bendi kapsamına girenlerden, şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin sona erdiği tarihten, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarihten, limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının Ticaret Sicili Memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer.”
    Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılığın" çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereğidir.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir.
    13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Yasa kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiştir. Yasaların derhal uygulanması ilkesi olmasına rağmen aynı Yasanın geçici 33. maddesiyle; “01.03.2011 tarihli, 5510 sayılı Yasanın 53. üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı” hükmü getirilmiştir.
    Öte yandan; 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. madde iel; “ kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır ” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacının tüm şirket ortaklıklarını araştırmak, daha sonra; gelen ortaklık bilgilerine göre, anılan Yasa maddeleri gereğince, davacının şirket ortaklığına bağlı...sigortalılığını sona erdiren hallerden birinin olup olmadığını tespit etmek, eğer yoksa davacının çakışan dönemde 04.10.2000 tarihinde başlayan 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalılığının, 22.08.2008 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa"ya (5510 sayılı Yasa 4/1-a maddesine) tabi sigortalı çalışmalardan önce başladığını göz önünde tutarak 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamında sigortalılığa geçerlilik tanımak, buna göre davacının prim borcunun olup olmadığını tespit etmek, prim borcu varsa olayda 6645 sayılı Yasanın 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 63. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağını tartışarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi