Esas No: 2021/26953
Karar No: 2022/6723
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/26953 Esas 2022/6723 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık çocuğa nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, hakaret suçu nedeniyle verilen ceza ise temyiz edilemez olduğu için istinaf başvurusu reddedilmiştir. Mahkeme kararında, çocuğun beyanı dışında somut bir delil bulunmadığından, belirlenen cezanın zincirleme suça ilişkin TCK'nın 43. maddesi ile artırılması kanuna aykırı görülmüştür. Ayrıca, yargılamada duruşmanın kapalı mı yoksa açık mı yapıldığı hususu belirtilmediği için temyiz başvurusu kabul edilmiştir. İlgili kanun maddeleri ise şöyledir: 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a, 182 ve 185; 5237 sayılı TCK'nın 103/4 ve 43.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkumiyetlerine dair İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.05.2021gün ve 2020/389 Esas, 2021/224 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin anılan hükme yönelik temyiz istemlerinin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz isteminin incelemesine gelince;
5271 sayılı CMK'nın 182 ve 185. maddelerine göre sadece on sekiz yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün kapalı duruşmada açıklanabileceği, genel ahlakın kesin olarak gerekli kıldığı hallerde 182/2. madde uyarınca duruşma kapalı yapılsa dahi aynı Kanunun 182/3. maddesine göre hükmün açık duruşmada açıklanmasının zorunlu olduğu ve tüm dosya içeriğinden, mahkemece hatalı olarak 182/1 maddesi gereğince kapalı yapılmasına oy birliğiyle karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda kapalılığın kaldırıldığına dair ara karar alınmaksızın aynı kanunun 182/3. maddesine göre açık yargılamanın bittiğinin bildirilmesinin ardından hüküm kurulması nedeniyle, CMK'nın 221/1-b. maddesinde yer alan duruşma tutanağında yargılama usulünün bütün temel kurallarına uyulduğunu belirten unsurların gösterilmesi gerektiği yönündeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde oturumun açık mı kapalı mı yapıldığı ve hükmün açık oturumda mı yoksa kapalı oturumda mı açıklandığı hususunun şüphede bırakılması ve ilk derece mahkemesince sanığın mağdura yönelik eylemlerini cebir ve tehditle gerçekleştirdiğine dair denetime elverişli somut gerekçeler gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 103/4. maddesinin uygulanması karşısında söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kabule göre de;
Mağdurun aşamalardaki ifadeleri, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın, intikale konu edilen olay tarihinden 2-3 ay önce sokakta ateş yaktığı sırada mağdur çocuğu görerek yanına çağırıp on dakika kadar kıyafetlerinin içine elini sokup poposuna dokunma şekilde cinsel
saldırıda bulunduğuna dair mağdurun beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden müsnet suçtan belirlenen temel cezanın zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi ile artırılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 06.09.2021 gün ve 2021/1360 Esas, 2021/1645 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.