17. Ceza Dairesi 2016/4800 E. , 2018/6981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ..."nin alınan savunmalarında, atılı suçları sanık ... ile birlikte işlediklerini belirttiği, sanık ... "in atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığından beraatine karar verildiği ve suçların birden fazla kişiyle işlendiğine dair başka bir delil de bulunmaması karşısında, sanık hakkında müştekiler ve katılanlara karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından 119/1-c maddesinin uygulamaması yerinde görüldüğünden tebliğnamede sanık hakkında 119/1-c maddesinin tatbik edilmesi gerektiğine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın, öğrenci yurdunda aynı odada kalmakta olan katılan ... ile müşteki ..."ye ait cep telefonları ve katılan ..."a ait cep telefonu ile 300,00 TL parayı çaldığı, katılanların ve müştekinin 10/01/2010 tarihli kolluk beyanlarında “çalınan cep telefonlarının uyudukları sırada yastıklarının yanında bulunduğunu, buradan çalındığını” ifade etmeleri karşısında, aynı oda içerisinde gerçekleşen hırsızlık suçu yönünden sanığın suça konu cep telefonlarının farklı kişilere ait olduğunu bilebilecek durumda bulunduğu, sanığın hırsızlık eylemini farklı zamanlarda değil eş zamanlı olarak gerçekleştiği, be nedenle TCK.nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, sanığın eylemlerinin her bir katılana ve müştekiye yönelik ayrı ayrı hırsızlık suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle eksik ceza tayinleri,
2-Sanık ..."nin 18/01/2010 tarihli Trabzon Sulh Ceza Mahkemesi"ndeki sorgusu sırasında,”yakalanıp hakkındaki suç ortaya çıkınca cep telefonlarını emniyete teslim ettiğini”, kovuşturma aşamasında talimatla alınan savunmasında, “çalmış olduğu malzemeleri iade ettiğini” beyan ettiği, müşteki ..."nün 16/06/2014 tarihli ifadesinde cep telefonunun iade edilmediğini, zararının giderilmediğini beyan etmekle birlikte, katılan ..."un 22/06/2010 tarihli beyanında, “cep telefonunu karakolda teslim aldığını” söylediği, katılan ... ve müşteki ... ise 02/12/2010 tarihli beyanlarında “2-3 ay sonra telefonlarının iade edildiğini” belirttikleri, katılan ... da 14/09/2010 tarihli beyanında, “parasının iade edilmediğini, ancak cep telefonunun bulunarak iade edildiğini” ifade ettiği olayda; dosya kapsamından katılanlara ve müştekilere teslim edilen cep telefonlarının ne şekilde ele geçtiğinin tespit edilemediği ve söz konusu cep telefonlarının katılanlar ile müştekilere teslim edildiğine dair herhangi bir tutanağın da bulunmaması karşısında, soruşturmayı icra eden güvenlik birimlerinin ve tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla dinlenilerek, suça konu cep telefonlarının sanık tarafından kolluk birimlerine teslim edilip edilmediği, suça konu eşyanın sanıktan ne şekilde ele geçirildikleri sorulup, söz konusu cep telefonlarının muhafaza altına alındıklarına veya el konulduklarına ayrıca katılanlar ve müştekilere teslim edildiklerine dair tutanakların dosyaya getirtilmesi, cep telefonlarının sanık tarafından rızaen kolluk birimlerine iade edildiğinin anlaşılması halinde, 5237 sayılı TCK"nın 168/4. madde ve fıkrası gereğince yakınan ...’dan kısmi iade nedeniyle sanığın cezasından indirim yapılmasına rızası olup olmadığının sorularak sonucuna göre, katılanlar ..., ..., ... ve müşteki ..."a yönelik hırsızlık eylemlerinde TCK"nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hükümlerin kurulması,
3-Sanık müdafiinin mahkemeye hitaben sunduğu 16.04.2013 tarihli dilekçesinde sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmasını talep ettiği ve bu talebin 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesini de kapsadığı anlaşılmakla; sanık hakkında katılanlara ve müştekilere karşı işlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen kısa süreli hapis cezaları yönünden TCK"nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmaması konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
4-Diğer sanık hakkında atılı suçlardan beraat kararı verilmesine karşın, toplam 145,95 TL yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak alınmasına karar verilmek sureti ile 5271 sayılı CMK’nın 325/1, 326 ve 327. maddelerine aykırı davranılması,
5-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine,15/05/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.