Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10969
Karar No: 2017/2341

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10969 Esas 2017/2341 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10969 E.  ,  2017/2341 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 10.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkilleri adına kayıtlı bulunan ... ilçesi ... köyünde kain 127 nolu parselin miktarı 284.500 m2 olup, kadastro müdürlüğünce yapılan toplulaştırma işlemleri sonucu 127 sayılı parselin miktarının, Kadastro Kanununun 41. maddesine istinaden 225.403,24 m2 düşürüldüğünü, müvekkillerin bu gayrimenkulleri satın alırken tapudaki kayıtlara dayanarak ve bu kayıtların güvenirliliğine inanarak satın aldıklarını zarara uğradıklarını belirterek şimdilik ıslah ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak 1000,00 TL"nin davalı Hazineden alınarak müvekillere hisseleri oranında ödenmesini, talep ve dava etmiştir.
    Davacılar vekili 26.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını toplam 127634,25.-TL" ye artırmış ıslah harcını da yatırmıştır.
    Mahkemece davanın kabulü ile;
    99.940,01.-TL maddi tazminatının 500 TL"sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ..."e ödenmesine,
    27.694,21.- TL maddi tazminatının 500 TL"sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ..."e ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
    Şöyle ki yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre teknik hataların düzeltilmesi ve 3083 sayılı Kanuna göre toplulaştırma işlemleri yapıldığı anlaşılmışsa da, çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın hangi işlemden kaynaklandığı, tersimat hatası olup olmadığı ve nedenleri araştırılmamıştır.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur"" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak 4721 sayılı Tük Medeni Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.
    Açıklanan sebeplerle dava konusu taşınmazda yapılan düzeltme ve toplulaştırma işlemlerine ait tüm belgeler, askı ilan tutanakları getirtilmeli, düzeltme işlemine karşı taraflarca açılmış dava olup olmadığı araştırılmalı, dava varsa sonucu beklenmeli, mülkiyetteki azalmanın hangi işlem sonucu oluştuğu kesinliğe kavuşturulduktan sonra bu işlemin kesinleştiği tarih zararın oluştuğu tarih kabul edilmek suretiyle, zarar tarihi itibarıyla arsalarda emsal satış; tarlalarda net gelir yöntemine göre değer tespiti yaptırılarak, bundan sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 23/03/2017 günü oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi